Favori Karakterlerim:Kid,Elizabeth,Marie
Tür:Macera,Komedi,Aksiyon
Bölüm Sayısı:51
Not:10/8
Soul Eater 2008-2009 yılları arasında yayınlanan yani birbakıma yeni bir anime olarak sayılsada oldukça meşhur bir seri olmuştur.Animenin adını da oluşturan karakter Soul Eater'in deyimiyle "cool" bir animedir.
Soul Eater'in konusu silah teknisyenleri yetiştiren bir okulda geçiyor.Bu okulun başında ise Shinigami(Ölüm Tanrısı) bulunuyor.İsminin şinigami olduğuna bakmayın kendisi oldukça sıcakkanlı bir varlık.Bu okuldaki öğrencilerin herbiri birer teknisyendir ve hepsinin birer silahı vardır.Silahlarda aslında tıpkı teknisyenler gibi birer insandır ancak savaş esnasında silaha dönüşebilme yeteneğine sahiplerdir.Teknisyenlerin amacı 99 kishin ruhu(kötü ruh) ve 1 cadı ruhu toplamaktır.Bunu başaran teknisyenin silahı bir "Death Scythe"a (Ölüm Tırpanı) dönüşecektir.Ölüm tırpanı en güçlü silah olup Shinigami tarafından kullanılabilmektedir.Hikayenin üç ana karakteri var aslında.Bunlar Maka,Black Star ve Kid.Maka'nın yardımcısı Soul,Black Star'ın yardımcısı Tsubaki ve Kid'in yardımcıları Elizabeth ve Patricia'nın macerasını anlatan seri bol aksiyon içeriyor.Savaş sırasında ruh dalga boylarını eşitleyebilen partnerler daha fazla güçlü oluyorlar.Hepsinin amacı aynı yani silahlarını ölüm tırpanına dönüştürebilmek.Animenin ilk üç bölümünde bu anakarakterler tanıtılıyor.İlk bölümde Maka ve Soul,ikinci bölümde Black Star ve Tsubaki ve üçüncü bölümde de Kid ile partnerleri kısaca Liz ve Patty'nin maceralarına tanık oluyoruz.Bu şekilde karakterleri tanımış oluyoruz.Serinin asıl konusu kishin ruhlarını toplamak olmasına rağmen ilerleyen bölümlerde bu konu tamamen değişiyor.Öyle ki bir süre sonra kimsenin bu kishin ruhu toplama olayıyla ilgilendiği olmuyor.Toplamak dediğime bakmayın siz aslında yendikleri kişilerin ruhlarını yiyiyorlar.Bu şekilde 99 kishin ruhu ve 1 cadı ruhu yiyen silah ölüm tırpanına dönüşüyor.Ölüm tırpanlarını sayısı oldukça az ve en ufak bir hatada en baştan ruhları toplamak zorunda kalıyorlar.
Ancak dediğim gibi asıl konu ruh toplamak olmasına rağmen bu konu tamamen değişiyor.Kötülüklerin kökeni olan Asura'nın ortaya çıkmasıyla anime bambaşka bir hal alıyor ve tüm dünyayı bir korku ve çılgınlık sarıyor.İşte bu noktada kahramanlarımız kendilerini gösteriyorlar ve tüm okul birleşerek kötülüğe karşı bir mücadeleye girişiyor.
Karakter tasarımları özellikle çok başarılı olan animede her karakterin kendine özgü bir davranış biçimi var ve kısa sürede karakterlere alışabiliyorsunuz.Kısaca tanımlamak gerekirse;Maka,hırslı ve başarılı bir öğrenci olmasına rağmen yeteri kadar güçlü biri değildir ve bu yüzden zaman zaman kendi hırsının kurbanı oluyor.Black Star,tamamıyla havalı ve kendini beğenmiş bir karakter.İlk başlarda kendisine uyuz olabilirsiniz ancak zamanla artık kişiliğini benimsiyorsunuz.Ayrıca ütopik bir isteği var."Tanrıdan daha üstün olmak?" Kid,kesinlikle izlediğim animeler içinde en orjinal olanlarından biri.Kendisi simetri hastasıdır ve bu hastalığı savaşlarda başına bela olmaktadır.Partner olarak iki kızkardeşe sahip olan Kid özellikle savaş öncesi poz verirken simetriye dikkat eder ve tabiki savaş esnasında da simetriyi bozacak herhangi bir şey olursa tamamen kontrolden çıkar.Kid'in başka bir özelliği de Shinigami'nin oğlu olmasıdır.Silahlara gelince;Soul,animenin ismini aldığı kişi olmasına rağmen seride çokta öne çıkan bir karakter değildir.Piyano çalmayı sever ve sık sık "cool" kelimesini kullanır.Tsubasaki,Black Star'ın partneridir ve sessiz bir kişiliğe sahiptir.Black Star'ın silahı olmak gerçekten de takdir edilmeli çünkü 24 saat kendini öven bir adamla beraber olmak zor olsa gerek.Liz,Kid'in iki partnerinden biridir ve karanlık,kasvetli ortamlardan hiç haz etmez ayrıca hayalet hikayelerinden çok korkar.Patty,Kid'in bir diğer partneridir.Kendisi bildiğiniz saftır.En ummadık yerlerde güler ve garip diye tabir edilebilecek karakterlerdendir.
Eğer ufak bir arama yaparsanız animenin tanıtımını çoğu internet sitesinde 99 kishin ruhu ve 1 cadı ruhu toplayıp ölüm tırpanını elde etmek olarak görürsünüz.Aslında seri bundan çok farklı bir şekilde gelişiyor.Serinin ortalarına doğru asıl konu ortaya çıkıyor.
Serinin asıl konusu çok uzun zaman önceye dayanıyor.Uzun zaman önce Shinigami'nin okulunda bir öğrenci olan Asura güce aç bir kişiliğe sahipti.Öyleki daha da güçlenmek için yasakları çiğneyip insan ruhuda yemeye başlamıştı ve bunun sonucunda kötülük ve çılgınlık tüm ruhunu kapladı.Asura'nın kimseye güveni yoktu ve herkesten ölesiye korkuyordu ve bu da onu yalnızlığa sürüklemişti.O zamanlar çok korkulan ve kötülükle bizzat kendi savaş Shinigami,Asura'nın peşine düştü.Asura ile yaptığı savaş sonrasında Asura'nın derisini yüzerek onu kendi derisine hapsetti ancak onu tam olarak yokedemedi.Asura'yı kurduğu okulun en gizli ve karanlık odasına sakladı ve kötülüğü orda uyutmaya başladı.Yıllar sonra ise animenin konu aldığı olay Asura'nın tekrar dirilmesi için verilen çaba.Medusa adındaki cadı gizlice Shinigami'nin okuluna sızmış ve doktor kimliği altında okulu araştırmaktadır.Ancak bu kimliği er ya da geç ortaya çıkacaktır bunu kendiside çok iyi biliyordur.Medusa yanına aldığı birkaç destekçisi ile okulu iyice araştırır.Ruh koruması gücü sayesinde onun cadı olduğunu okuldaki kimse anlayamıyordur,Shinigami dahi...Peki Medusa asıl amacını gerçekleştirebilecekmidir?
Bence seri daha kısa tutulabilirdi.Asıl amaç Asura olmasına rağmen uzun bir süre başka olaylarla ilgileniliniyor ve asıl konu ihmal ediliyor.Son 10-15 bölüme kadar olan bölümler o kadarda ilgi çekici değildi.Özellikle animenin ilk 15 bölümü felan çok riskli yani her an izlemekten vazgeçebilirsiniz ama size tavsiyem izlemeye devam edin çünkü ilerleyen bölümlerde konu daha da ilginçleşiyor.Özellikle animenin çizimleri çok başarılı ve savaş sahneleri çok güzel aktarılmış.Ancak seride hoşuma gitmeyen yanlarda hatırı sayılır biçimde çok.Öncelikle Ay ve Güneş temaları hiç hoşuma gitmedi.İlk bölümlerde nerdeyse 10 dk da bir ortaya çıkan Ay ve Güneş'in salak salak iğrenç bir ses çıkartması beni çok rahatsız etti.Bazen de anime başlarken çıkıyorlar ve garip bir ses çıkarıyorlar buna bir anlam verebilmiş değilim.Ana karakterlerin ölümcül yaralar almalarına rağmen önce yere yığılmaları daha sonrada hiçbir şey olmamış gibi tekrar ayağa kalkmaları bana çok saçma geldi.Maka,Kid ya da Black Star...Bu üç karaktere kılıçta girse yanlarında bombada patlasa hiçbir şey olmamış gibi savaşmaya devam ediyorlar ve bu bence çok saçma.Örneğin bir bölümde yaklaşık 10 dk boyunca Black Star'ın kafasına sopayla vuruluyor,Tsubasaki'ye kılıç giriyor ve sonuçta hiçbir şey olmuyor...
Seride en çok hoşuma giden olay simetri hastalığı olan bir karakterin yaratılmış olmasıydı.Serinin ortalarına kadar Kid ve simetri hastalığı izleyiciyi güldürebilir ancak işler ciddileşince Kid'in simetri hastalığı biraz unutuluyor gibi sanki.Sonuç olarak heyecanlı,aksiyonlu ve sıkmayan bir anime ve izlemenizi tavsiye derim.
Adsense
27 Ocak 2011 Perşembe
Green Green İnceleme
Favori Karakterlerim:Futaba
Tür:Ecchi,Okul,Komedi
Bölüm Sayısı:12+2 OAV
Not:10/6
Green Green animesi tamamen komedi üzerine kurulmuş bir anime olmasına rağmen içinde kendine özgü bazı yan olayları ve sırlarıda barındırıyor.
Kanenone Gakuen okulu öğrencisi olan Yusuke Takasaki ve "aptal üçlü" diye adlandırılan arkadaşlarının başından geçen komik olayları anlatan anime 12 bölümden oluşuyor.Kanenone Gakuen okulu sadece erkeklere özel bir okul olup içinde tek bir kız dahi yoktur tabi bu durumda erkeklerin çoğu sapık bir kişiliğe sahiplerdir.Birgün kızlar okulu ile birleşileceği haberi yayılır ve bunun üzerine tüm erkekler çok heyecanlanır.Animenin hemen başında Kanenone Gakuen erkekler okulu ile kızlar okulu öğrencilerinin okulları birleşir.Bu birleşme 1 ay boyunca sürecektir ve duruma göre ya gerçekten okullar birleşecek ya da birleşme iptal edilecektir.Kızları taşıyan otobüsü tüm okul (tüm erkekler) kapıda karşılar.Ancak garip bir olay olur ve kızları taşıyan otobüsün kapısı açılır açılmaz bir kız Yusuke'nin boynuna sarılır.Peki Midori adındaki bu kız Yusuke'yi nerden tanıyordur?
Seriyi uzun zaman önce izledim o yüzden tam sağlıklı yorum yapamıyorum ancak kısaca eğlenceli bir anime diyebilirim.12 bölüm olması animenin izlenebilirliğini arttırıyor.Zaten konusuda tamamen komediye uygun bir anime ve bu yüzden seriyi izlerken gülebilmeniz kuvvetle ihtimal bir durum.12 bölümlük Tv serisinin yanında 2 tane daha Ova'sı var.İlk Ova seriden bağımsız ve konusu farklı.İlk Ova'da kızların Kanenone Gakuen erkekler okuluna gelmesi yerine Yusuke,aptal üçlü ve bazı diğer öğrenciler kızların okuluna misafir öğrenci olarak gidiyorlar.Diğer Ova ise 13.bölüm olarak yayınlandı ve hikayeyi sonlandırdı."Green Green Erolutions" adında yayınlanan bu Ova hentai olarak nitelendirildiğinden Amerika'da yayına girmedi.
Tür:Ecchi,Okul,Komedi
Bölüm Sayısı:12+2 OAV
Not:10/6
Green Green animesi tamamen komedi üzerine kurulmuş bir anime olmasına rağmen içinde kendine özgü bazı yan olayları ve sırlarıda barındırıyor.
Kanenone Gakuen okulu öğrencisi olan Yusuke Takasaki ve "aptal üçlü" diye adlandırılan arkadaşlarının başından geçen komik olayları anlatan anime 12 bölümden oluşuyor.Kanenone Gakuen okulu sadece erkeklere özel bir okul olup içinde tek bir kız dahi yoktur tabi bu durumda erkeklerin çoğu sapık bir kişiliğe sahiplerdir.Birgün kızlar okulu ile birleşileceği haberi yayılır ve bunun üzerine tüm erkekler çok heyecanlanır.Animenin hemen başında Kanenone Gakuen erkekler okulu ile kızlar okulu öğrencilerinin okulları birleşir.Bu birleşme 1 ay boyunca sürecektir ve duruma göre ya gerçekten okullar birleşecek ya da birleşme iptal edilecektir.Kızları taşıyan otobüsü tüm okul (tüm erkekler) kapıda karşılar.Ancak garip bir olay olur ve kızları taşıyan otobüsün kapısı açılır açılmaz bir kız Yusuke'nin boynuna sarılır.Peki Midori adındaki bu kız Yusuke'yi nerden tanıyordur?
Seriyi uzun zaman önce izledim o yüzden tam sağlıklı yorum yapamıyorum ancak kısaca eğlenceli bir anime diyebilirim.12 bölüm olması animenin izlenebilirliğini arttırıyor.Zaten konusuda tamamen komediye uygun bir anime ve bu yüzden seriyi izlerken gülebilmeniz kuvvetle ihtimal bir durum.12 bölümlük Tv serisinin yanında 2 tane daha Ova'sı var.İlk Ova seriden bağımsız ve konusu farklı.İlk Ova'da kızların Kanenone Gakuen erkekler okuluna gelmesi yerine Yusuke,aptal üçlü ve bazı diğer öğrenciler kızların okuluna misafir öğrenci olarak gidiyorlar.Diğer Ova ise 13.bölüm olarak yayınlandı ve hikayeyi sonlandırdı."Green Green Erolutions" adında yayınlanan bu Ova hentai olarak nitelendirildiğinden Amerika'da yayına girmedi.
20 Ocak 2011 Perşembe
Ergo Proxy İnceleme
Favori Karakterlerim:Mayer
Ergo Proxy popüler bir anime serisidir ve kendine özgün bir hikayesi vardır ancak anlaması ve kavraması çok zor bir animedir malesef.Kimine göre Ergo Proxy'nin bu anlaması güç kurgusu animeyi diğerlerinden ayıran bir özelliktir ama bana göre bu animenin kalitesini düşüren bir durumdur.
Ergo Proxy gelecek bir zamanda Romdeau isimli şehirde geçen bir hikayeyi anlatıyor.Dünyadaki ekolojik dengenin bozulması sonucu oluşturulan bu şehirde insanları korumak üzere varolan android(autoreiv) türündeki varlıklar vardır.Ancak "cogito" adlı virüsün androidlere bulaşması sonucu birçok android kontrolden çıkar ve insanları koruyucu bir varlık olmak yerine insanlar için bir tehlike oluşturan varlık olmaya başlarlar.Animemizin başkarakteri Re-L Mayer yurttaş danışma kurulunda görevli bir bayandır ve Iggy adında bir android ortağına sahiptir.Birbiri ardına işlenen cinayetler Mayer'i olumsuz yönde etkilemeye başlar ve birtakım görüntüler görür.Bunların gerçekmi yoksa hayalmı olduğunu anlayamaz ancak birgün evinin duvarına kanla yazılmış "Uyanış" adlı yazıyı gördükten sonra bu işe dahil olmaya karar verir ve ortağı Iggy ile birlikte bu gizemli virüsün ardındaki sırrı araştırmaya başlar.Bu sırada devlet gizli bir şekilde "Proxy" adı verilen bir araştırmayı yürütmektedir.Devletin görüşüne göre insana benzer yaşam formu olan Proxy'ler insan varlığını kurtaracak olan aşamadır ve bunun için yaşamsal bir öneme sahiptirler.Mayer virüs araştırmasına devam ederken Vincent Law adında bir göçebe ile tanışır ve Pino adlı küçük kızında gruplarına katılmasıyla araştırma grubu tamamlanır.Vincent Law'ın çok gizli sırrı aslında tüm hikayeyi çözecektir ama bu sırrın ortaya çıkması oldukça uzun bir zaman alacaktır...
Ergo Proxy daha kısa bir seri olarak tasarlansaydı ve anlatılmak istenen düşünceler çarpıtılarak ya da kafakarıştırarak değilde direk yoldan anlatılsaydı bence oldukça etkileyici bir anime olabilirdi.Aslında konu gayet ilgi çekici ancak malesef konu akışı çok yavaş,olaylar çok yavaş gelişiyor ve animeye birtürlü bağlanamıyorsunuz.Mistik bir atmosfere sahip olması güzel ancak bazı gereksiz ayrıntılar ve nerdeyse herbölümde olan gereksiz akıl oyunları animeden soğutuyor.Konusu oldukça ağır ve sakin kafa ile izlemezseniz izlediğiniz bölüm sonunda dumur olmanız kuvvetle muhtemel bir durum.Öyle ki bazen bir bölümde aynı sahneyi 3-4 kere görebiliyorsunuz ve izlerken "Acaba ben geri felanmı aldım?" diye sorabiliyorsunuz kendinize.Felsefik ögelere genişçe yer verilmiş ve birçok felsefik soru ile beyninizi allak bullak eden bir yapım.Eğer felsefeye ilginiz varsa buyrun izleyin ancak yoksa kesinlikle tavsiye edeceğim bir yapım değil.Ancak yine anlamadığım bir şekilde bu anime de tıpkı Cowboy Bebop gibi çok meşhur ve çoğu anime sitelerinde baştacı yapılan bir yapım olarak gösteriliyor.Bana göre ise sadece sıkıcı bir animeydi.Konu sağlam olmasına rağmen izleyiciyi animenin atmosferine sokacak bir anlatım yoktu.Ufak bir bilgi daha,başkarakter Re-L Mayer şarkıcı Evanescence'nin görünüş olarak nerdeyse tıpatıp aynısıdır.Hatta bazı anime sitelerinde Evanescence'den esinlenilerek oluşturulan bir karakter olduğu dahi söyleniyor.Tıpkı Evanescence gibi gothic bir havası olan Mayer, ayrıca çok koyu makyaj yapmayı seven bir karakter.
Tür:Bilim Kurgu,Aksiyon
Bölüm Sayısı:23
Not:10/2Ergo Proxy popüler bir anime serisidir ve kendine özgün bir hikayesi vardır ancak anlaması ve kavraması çok zor bir animedir malesef.Kimine göre Ergo Proxy'nin bu anlaması güç kurgusu animeyi diğerlerinden ayıran bir özelliktir ama bana göre bu animenin kalitesini düşüren bir durumdur.
Ergo Proxy gelecek bir zamanda Romdeau isimli şehirde geçen bir hikayeyi anlatıyor.Dünyadaki ekolojik dengenin bozulması sonucu oluşturulan bu şehirde insanları korumak üzere varolan android(autoreiv) türündeki varlıklar vardır.Ancak "cogito" adlı virüsün androidlere bulaşması sonucu birçok android kontrolden çıkar ve insanları koruyucu bir varlık olmak yerine insanlar için bir tehlike oluşturan varlık olmaya başlarlar.Animemizin başkarakteri Re-L Mayer yurttaş danışma kurulunda görevli bir bayandır ve Iggy adında bir android ortağına sahiptir.Birbiri ardına işlenen cinayetler Mayer'i olumsuz yönde etkilemeye başlar ve birtakım görüntüler görür.Bunların gerçekmi yoksa hayalmı olduğunu anlayamaz ancak birgün evinin duvarına kanla yazılmış "Uyanış" adlı yazıyı gördükten sonra bu işe dahil olmaya karar verir ve ortağı Iggy ile birlikte bu gizemli virüsün ardındaki sırrı araştırmaya başlar.Bu sırada devlet gizli bir şekilde "Proxy" adı verilen bir araştırmayı yürütmektedir.Devletin görüşüne göre insana benzer yaşam formu olan Proxy'ler insan varlığını kurtaracak olan aşamadır ve bunun için yaşamsal bir öneme sahiptirler.Mayer virüs araştırmasına devam ederken Vincent Law adında bir göçebe ile tanışır ve Pino adlı küçük kızında gruplarına katılmasıyla araştırma grubu tamamlanır.Vincent Law'ın çok gizli sırrı aslında tüm hikayeyi çözecektir ama bu sırrın ortaya çıkması oldukça uzun bir zaman alacaktır...
Ergo Proxy daha kısa bir seri olarak tasarlansaydı ve anlatılmak istenen düşünceler çarpıtılarak ya da kafakarıştırarak değilde direk yoldan anlatılsaydı bence oldukça etkileyici bir anime olabilirdi.Aslında konu gayet ilgi çekici ancak malesef konu akışı çok yavaş,olaylar çok yavaş gelişiyor ve animeye birtürlü bağlanamıyorsunuz.Mistik bir atmosfere sahip olması güzel ancak bazı gereksiz ayrıntılar ve nerdeyse herbölümde olan gereksiz akıl oyunları animeden soğutuyor.Konusu oldukça ağır ve sakin kafa ile izlemezseniz izlediğiniz bölüm sonunda dumur olmanız kuvvetle muhtemel bir durum.Öyle ki bazen bir bölümde aynı sahneyi 3-4 kere görebiliyorsunuz ve izlerken "Acaba ben geri felanmı aldım?" diye sorabiliyorsunuz kendinize.Felsefik ögelere genişçe yer verilmiş ve birçok felsefik soru ile beyninizi allak bullak eden bir yapım.Eğer felsefeye ilginiz varsa buyrun izleyin ancak yoksa kesinlikle tavsiye edeceğim bir yapım değil.Ancak yine anlamadığım bir şekilde bu anime de tıpkı Cowboy Bebop gibi çok meşhur ve çoğu anime sitelerinde baştacı yapılan bir yapım olarak gösteriliyor.Bana göre ise sadece sıkıcı bir animeydi.Konu sağlam olmasına rağmen izleyiciyi animenin atmosferine sokacak bir anlatım yoktu.Ufak bir bilgi daha,başkarakter Re-L Mayer şarkıcı Evanescence'nin görünüş olarak nerdeyse tıpatıp aynısıdır.Hatta bazı anime sitelerinde Evanescence'den esinlenilerek oluşturulan bir karakter olduğu dahi söyleniyor.Tıpkı Evanescence gibi gothic bir havası olan Mayer, ayrıca çok koyu makyaj yapmayı seven bir karakter.
17 Ocak 2011 Pazartesi
Elfen Lied İnceleme
Favori Karakterlerim:Nyuu,Nana
Elfen Lied animesi duygusal ve aşırı şiddet içeren bir animedir.Bu animeyi izlerken kopan kollar,bacaklar felan görebilirsiniz ve bu yüzden kesinlikle en az +16 yaş grubuna göre hazırlanmıştır.
Elfen Lied animesi 2004 yapımı bir animedir ve 13 bölüm olarak yayınlanmıştır ancak mangası çok daha uzundur.Mangası 12 cilt ve 107 bölümden oluşur ve konu çok daha derin işlenmiş olup anime de gözükmeyen bir çok karakteri içerir.Elfen Lied "Diclonius" adı verilen yeni bir türün hikayesini anlatmaktadır.Animenin hemen başında araştırma merkezinden kaçan bir Diclonius gösterilir ve kaçarken etrafına maksimum hasar vererek kaçar.Önüne çıkan herkesi acımadan kesip,biçer.Diclonius'lar "vector"(vektör) diye adlandırılan ve telekinetik olarak kullanılan görünmez kollar ile başlarından çıkan iki tane boynuza sahiptirler.Bu vektörler sayesinde avlarını kısa sürede etkisiz hale getirip,öldürebilecek güce sahiptirler.Araştırma merkezinden kaçan Diclonius başından vurulur ve denize düşer.Bu olay sonrasında kişilik bölünmesi yaşayan Diclonius'u Kohta ve Yuka adında iki kuzen bulur.Bulduklarında sadece "nyuu" diyebilen Diclonius'a Nyuu adını verirler ve evlerine alırlar.Ancak onun Diclonius olduğunu bilmiyorlardır...
Nyuu diğer kişiliğinin aksine çok saf ve uysal bir Diclonius'tur ancak diğer yanı olan Lucy tam bir canavardır.Lucy'nin hiçbir varlığa acıması yoktur.Araştırma merkezinden Lucy'i bulmak için çeşitli Diclonius'lar gönderilir.Nana adlı Diclonius Lucy'i bulmak için görevlendirilir ve bulurda.Nyuu vektörlerini kullanmayı bilmez ancak zaman zaman gerçek kişiliğine döner ve Lucy olur.İşte o zaman diğer Diclonius'ların onun karşısında hiç şansı kalmaz çünkü diğer dicloniuslarda bilirler ki Lucy onlardan çok daha güçlüdür.Animenin asıl sürprizi ise Lucy ile Kohta'nın sahip olduğu ortak geçmiştir...
Elfen Lied özellikle müzikleriyle ödül almış bir yapımdır.Çoğu animeseverin izlediği ve beğendiği bir yapımdır keza benimde beğendiğim bir animedir.İzlediğim ilk şiddet içerikli anime olması nedeniyle ilk bölüm beni çok şaşırtmıştı.Mangasına bağlı olarak daha uzun yapılsaydı eminimki bu seri çok daha ünlü bir seri olabilirdi.Animenin finali sanki bir ikinci sezon olacakmış gibi bitsede ikinci sezonun geleceğini pek sanmıyorum.Bu güzel animeyi izlemenizi tavsiye ederim.
Tür:Doğaüstü Güçler,Drama,Gerilim,Bilim Kurgu
Bölüm Sayısı:13
Not:10/8
Elfen Lied animesi duygusal ve aşırı şiddet içeren bir animedir.Bu animeyi izlerken kopan kollar,bacaklar felan görebilirsiniz ve bu yüzden kesinlikle en az +16 yaş grubuna göre hazırlanmıştır.
Elfen Lied animesi 2004 yapımı bir animedir ve 13 bölüm olarak yayınlanmıştır ancak mangası çok daha uzundur.Mangası 12 cilt ve 107 bölümden oluşur ve konu çok daha derin işlenmiş olup anime de gözükmeyen bir çok karakteri içerir.Elfen Lied "Diclonius" adı verilen yeni bir türün hikayesini anlatmaktadır.Animenin hemen başında araştırma merkezinden kaçan bir Diclonius gösterilir ve kaçarken etrafına maksimum hasar vererek kaçar.Önüne çıkan herkesi acımadan kesip,biçer.Diclonius'lar "vector"(vektör) diye adlandırılan ve telekinetik olarak kullanılan görünmez kollar ile başlarından çıkan iki tane boynuza sahiptirler.Bu vektörler sayesinde avlarını kısa sürede etkisiz hale getirip,öldürebilecek güce sahiptirler.Araştırma merkezinden kaçan Diclonius başından vurulur ve denize düşer.Bu olay sonrasında kişilik bölünmesi yaşayan Diclonius'u Kohta ve Yuka adında iki kuzen bulur.Bulduklarında sadece "nyuu" diyebilen Diclonius'a Nyuu adını verirler ve evlerine alırlar.Ancak onun Diclonius olduğunu bilmiyorlardır...
Nyuu diğer kişiliğinin aksine çok saf ve uysal bir Diclonius'tur ancak diğer yanı olan Lucy tam bir canavardır.Lucy'nin hiçbir varlığa acıması yoktur.Araştırma merkezinden Lucy'i bulmak için çeşitli Diclonius'lar gönderilir.Nana adlı Diclonius Lucy'i bulmak için görevlendirilir ve bulurda.Nyuu vektörlerini kullanmayı bilmez ancak zaman zaman gerçek kişiliğine döner ve Lucy olur.İşte o zaman diğer Diclonius'ların onun karşısında hiç şansı kalmaz çünkü diğer dicloniuslarda bilirler ki Lucy onlardan çok daha güçlüdür.Animenin asıl sürprizi ise Lucy ile Kohta'nın sahip olduğu ortak geçmiştir...
Elfen Lied özellikle müzikleriyle ödül almış bir yapımdır.Çoğu animeseverin izlediği ve beğendiği bir yapımdır keza benimde beğendiğim bir animedir.İzlediğim ilk şiddet içerikli anime olması nedeniyle ilk bölüm beni çok şaşırtmıştı.Mangasına bağlı olarak daha uzun yapılsaydı eminimki bu seri çok daha ünlü bir seri olabilirdi.Animenin finali sanki bir ikinci sezon olacakmış gibi bitsede ikinci sezonun geleceğini pek sanmıyorum.Bu güzel animeyi izlemenizi tavsiye ederim.
16 Ocak 2011 Pazar
Shaman King İnceleme
Favori Karakterlerim:Yoh,Anna,Manta,Kororo
Shaman King animeside eski sayılabilecek bir anime aslında.2001 yapımı Shaman King animesinin çizimleri hem eski özellikleri hemde yeni özellikleri barındırıyor içinde yani tam bir geçiş aşaması olmuş.
Shaman King aslında basit bir hikaye ile başlıyor ve bölümler ilerledikçe hikaye iyice dallanıp budaklanıyor. Öncelikle nedir bu şaman onun bir açıklamasını yapmak gerekiyor.Şaman denilen kişiler gerçek hayat ile ruhlar alemi arasında bir köprü görevi gören gerçek hayat ve ruhlar alemini birbirine bağlayan kişilerdir.Hikayemizin başkahramanı olan Asakura Yoh,tahmin edebileceğiniz gibi bir şamandır.Yoh'un başka bir şehire öğrenci olarak gelmesiyle hikaye başlıyor.Manta'nın Yoh ile tanışıp arkadaş olması ve Manta ile Yoh'un bölümler ilerledikçe gelişen arkadaşlıkları izlenmeye değer doğrusu.Manta bir şaman olmamasına karşın ruhları görebiliyordur,Yoh ise bütün şamanların iyi olduklarını düşünür çünkü ruhları görebilen kişilerin kalplerinin temiz olduğuna inanır.Ama gerçektende durum böylemidir?
Shaman turnuvası her 500 yılda bir kez düzenlenen turnuvadır ve turnuvayı kazanan kişiye üst düzey ruhlar tarafından olağanüstü bir güç bahşedilecektir ve dünyayı istediği gibi yönlendirme gücüne sahip olacaktır şaman kralı olacak kişi.Asakura Yoh'un amacı ise sakin ve rahat bir hayat sürmektir.Turnuvayı kazanarak bu hayalini gerçekleştirmek ister.İlerleyen bölümlerde Yoh'un nişanlısı Anna ortaya çıkar ve Yoh'u zorlu bir antrenman döneminden geçirir.Anna'da bir şamandır ancak şaman turnuvasında yer almayacaktır,onun hayali şaman kralı olacak olan kişinin karısı olmaktır ve bu kişiyide Yoh olarak görmektedir.Yoh ve ilerleyen bölümlerde tanışıp arkadaş olduğu Amidamaru adlı eski bir savaşçı ruh ile Yoh'un macerası boyunca edindiği arkadaşlarını birçok tehlikeli olay beklemektedir.Başka bir aile mensubu şaman Tao Ren'in Yoh'un bulunduğu şehire gelip şaman turnuvası başlamadan Yoh'u öldürmek istemesi bu uzun yolculuğun başlangıcı olur.Ancak şaman turnuvasının başlamasının hemen öncesinde Yoh asıl düşmanı ile karşılaşır,Hao...
Bence seri daha kısa tutulabilirdi ve eğer daha kısa olsaydı eminimki daha akıcı ve daha eğlenceli bir seri çıkabilirdi karşımıza.Animenin ortalarına doğru asıl konunun ortaya çıkmasıyla kısa sürede tüm olayı anlıyorsunuz ve diğer kalan bölümleri birbirini tekrar eden bir dizi olayı izleyerek geçiriyorsunuz.Yoh ve arkadaşlarının şaman turnuvasının yapılacağı yere giden uçaklarının düşmesiyle en az bi 30 bölüm fazladan oluşmuş restmen.Eğer o uçak düşmeseydi anime daha kısa olacaktı yani :) Hao adlı karakterin ortaya çıkmasıyla anime gerçek kimliğini gösteriyor evet güzel tamam da bu Hao'nun 3-5 bölümde bir gelip Yoh'a "Dahada güçlenmeni bekliyorum,güçlen" felan demesi sinir bir durum.Konu hakkında spoiler vermek istemiyorum ama bilirsiniz bu hep böyledir,kötü adamlar iyilerden hep daha güçlü olurlar ama kötüler güçlü olsada iyiler güçlensinde bizi yensin diye beklerler.Bence bu olay çok saçma eğer gücün varsa neden rakibinin güçlenmesini bekleyesinki ? Yaklaşık bi 30-35 bölüm önce olabilecek bir savaşı son bölümlere taşımanın tek bir anlamı var o da animeyi uzatmaya çalışmak.Bu yönden bende hayal kırıklığı yarattı yapım ve çok fazla konuyla alakasız yan bölümlerin olduğunu söyleyebilirim.Anime hakkındaki en olumsuz eleştirim ise savaş sahnelerinin hemen sonlanmasıyla ilgili olacak.Savaş başlamadan önce taraflar uzun süre ahkam kesip havalarını yapıyorlar ve savaş 2 bilemedin 3 hamlede sonlanıyor ve bu hamleleride görmüyoruz çoğunlukla,savaş sahnelerinde bir ışık kümesi parlıyor tüm ekranda sonra ışık açılıyor ve bir de bakıyoruz bir savaşçı yerde diğeri ayakta ha o zaman ayakta duran kazandı diyoruz.Ben bu kapışmaların içeriğini de görmek isterdim şahsen.Tabi tüm kapışmalar böyle değil ama bu tip olaylar çok gözüme çarptı o yüzden yazmak istedim.
Animenin toplamda 2 farklı açılış ve kapanış müziği var.İkinci açılış ve kapanış müziklerini daha çok sevdim.Özellikle ikinci kapanış müziği harika.Ayrıca anime içinde savaşlarda çalan müziklerde gayet başarılı.Animenin asıl teması arkadaşlık ve bu tema çok güzel bir şekilde işlenmiş.Yalnız şaman turnuvasına katılıp şaman kral olmak isteyen şamanların herbirinin hayalide birbirinden saçma bana göre.Özellikle başkarakter Asakura Yoh'un hayali en saçması.Turnuvayı kazanmak istemelerinin daha mantıklı sebepleri olsaydı belki daha ilgi çekici olabilirdi seri.Animenin sonu sanki devamı gelecek gibi bitiyor ancak 2001-2002 yılları arasında yayınlanan bu serinin devamının geleceğini pek sanmıyorum açıkcası.Sonuç olarak izlemesi keyifli ancak daha kısa olabileceğine inandığım,tavsiye ettiğim bir anime olarak anime incelemelerimin arasında yerini almış bulunuyor.
Tür:Aksiyon,Komedi,Macera,Büyü
Bölüm Sayısı:64
Not:10/8Shaman King animeside eski sayılabilecek bir anime aslında.2001 yapımı Shaman King animesinin çizimleri hem eski özellikleri hemde yeni özellikleri barındırıyor içinde yani tam bir geçiş aşaması olmuş.
Shaman King aslında basit bir hikaye ile başlıyor ve bölümler ilerledikçe hikaye iyice dallanıp budaklanıyor. Öncelikle nedir bu şaman onun bir açıklamasını yapmak gerekiyor.Şaman denilen kişiler gerçek hayat ile ruhlar alemi arasında bir köprü görevi gören gerçek hayat ve ruhlar alemini birbirine bağlayan kişilerdir.Hikayemizin başkahramanı olan Asakura Yoh,tahmin edebileceğiniz gibi bir şamandır.Yoh'un başka bir şehire öğrenci olarak gelmesiyle hikaye başlıyor.Manta'nın Yoh ile tanışıp arkadaş olması ve Manta ile Yoh'un bölümler ilerledikçe gelişen arkadaşlıkları izlenmeye değer doğrusu.Manta bir şaman olmamasına karşın ruhları görebiliyordur,Yoh ise bütün şamanların iyi olduklarını düşünür çünkü ruhları görebilen kişilerin kalplerinin temiz olduğuna inanır.Ama gerçektende durum böylemidir?
Shaman turnuvası her 500 yılda bir kez düzenlenen turnuvadır ve turnuvayı kazanan kişiye üst düzey ruhlar tarafından olağanüstü bir güç bahşedilecektir ve dünyayı istediği gibi yönlendirme gücüne sahip olacaktır şaman kralı olacak kişi.Asakura Yoh'un amacı ise sakin ve rahat bir hayat sürmektir.Turnuvayı kazanarak bu hayalini gerçekleştirmek ister.İlerleyen bölümlerde Yoh'un nişanlısı Anna ortaya çıkar ve Yoh'u zorlu bir antrenman döneminden geçirir.Anna'da bir şamandır ancak şaman turnuvasında yer almayacaktır,onun hayali şaman kralı olacak olan kişinin karısı olmaktır ve bu kişiyide Yoh olarak görmektedir.Yoh ve ilerleyen bölümlerde tanışıp arkadaş olduğu Amidamaru adlı eski bir savaşçı ruh ile Yoh'un macerası boyunca edindiği arkadaşlarını birçok tehlikeli olay beklemektedir.Başka bir aile mensubu şaman Tao Ren'in Yoh'un bulunduğu şehire gelip şaman turnuvası başlamadan Yoh'u öldürmek istemesi bu uzun yolculuğun başlangıcı olur.Ancak şaman turnuvasının başlamasının hemen öncesinde Yoh asıl düşmanı ile karşılaşır,Hao...
Bence seri daha kısa tutulabilirdi ve eğer daha kısa olsaydı eminimki daha akıcı ve daha eğlenceli bir seri çıkabilirdi karşımıza.Animenin ortalarına doğru asıl konunun ortaya çıkmasıyla kısa sürede tüm olayı anlıyorsunuz ve diğer kalan bölümleri birbirini tekrar eden bir dizi olayı izleyerek geçiriyorsunuz.Yoh ve arkadaşlarının şaman turnuvasının yapılacağı yere giden uçaklarının düşmesiyle en az bi 30 bölüm fazladan oluşmuş restmen.Eğer o uçak düşmeseydi anime daha kısa olacaktı yani :) Hao adlı karakterin ortaya çıkmasıyla anime gerçek kimliğini gösteriyor evet güzel tamam da bu Hao'nun 3-5 bölümde bir gelip Yoh'a "Dahada güçlenmeni bekliyorum,güçlen" felan demesi sinir bir durum.Konu hakkında spoiler vermek istemiyorum ama bilirsiniz bu hep böyledir,kötü adamlar iyilerden hep daha güçlü olurlar ama kötüler güçlü olsada iyiler güçlensinde bizi yensin diye beklerler.Bence bu olay çok saçma eğer gücün varsa neden rakibinin güçlenmesini bekleyesinki ? Yaklaşık bi 30-35 bölüm önce olabilecek bir savaşı son bölümlere taşımanın tek bir anlamı var o da animeyi uzatmaya çalışmak.Bu yönden bende hayal kırıklığı yarattı yapım ve çok fazla konuyla alakasız yan bölümlerin olduğunu söyleyebilirim.Anime hakkındaki en olumsuz eleştirim ise savaş sahnelerinin hemen sonlanmasıyla ilgili olacak.Savaş başlamadan önce taraflar uzun süre ahkam kesip havalarını yapıyorlar ve savaş 2 bilemedin 3 hamlede sonlanıyor ve bu hamleleride görmüyoruz çoğunlukla,savaş sahnelerinde bir ışık kümesi parlıyor tüm ekranda sonra ışık açılıyor ve bir de bakıyoruz bir savaşçı yerde diğeri ayakta ha o zaman ayakta duran kazandı diyoruz.Ben bu kapışmaların içeriğini de görmek isterdim şahsen.Tabi tüm kapışmalar böyle değil ama bu tip olaylar çok gözüme çarptı o yüzden yazmak istedim.
Animenin toplamda 2 farklı açılış ve kapanış müziği var.İkinci açılış ve kapanış müziklerini daha çok sevdim.Özellikle ikinci kapanış müziği harika.Ayrıca anime içinde savaşlarda çalan müziklerde gayet başarılı.Animenin asıl teması arkadaşlık ve bu tema çok güzel bir şekilde işlenmiş.Yalnız şaman turnuvasına katılıp şaman kral olmak isteyen şamanların herbirinin hayalide birbirinden saçma bana göre.Özellikle başkarakter Asakura Yoh'un hayali en saçması.Turnuvayı kazanmak istemelerinin daha mantıklı sebepleri olsaydı belki daha ilgi çekici olabilirdi seri.Animenin sonu sanki devamı gelecek gibi bitiyor ancak 2001-2002 yılları arasında yayınlanan bu serinin devamının geleceğini pek sanmıyorum açıkcası.Sonuç olarak izlemesi keyifli ancak daha kısa olabileceğine inandığım,tavsiye ettiğim bir anime olarak anime incelemelerimin arasında yerini almış bulunuyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)