Adsense

27 Ocak 2011 Perşembe

Soul Eater İnceleme

Favori Karakterlerim:Kid,Elizabeth,Marie
Tür:Macera,Komedi,Aksiyon
Bölüm Sayısı:51
Not:10/8



Soul Eater 2008-2009 yılları arasında yayınlanan yani birbakıma yeni bir anime olarak sayılsada oldukça meşhur bir seri olmuştur.Animenin adını da oluşturan karakter Soul Eater'in deyimiyle "cool" bir animedir.

Soul Eater'in konusu silah teknisyenleri yetiştiren bir okulda geçiyor.Bu okulun başında ise Shinigami(Ölüm Tanrısı) bulunuyor.İsminin şinigami olduğuna bakmayın kendisi oldukça sıcakkanlı bir varlık.Bu okuldaki öğrencilerin herbiri birer teknisyendir ve hepsinin birer silahı vardır.Silahlarda aslında tıpkı teknisyenler gibi birer insandır ancak savaş esnasında silaha dönüşebilme yeteneğine sahiplerdir.Teknisyenlerin amacı 99 kishin ruhu(kötü ruh) ve 1 cadı ruhu toplamaktır.Bunu başaran teknisyenin silahı bir "Death Scythe"a (Ölüm Tırpanı) dönüşecektir.Ölüm tırpanı en güçlü silah olup Shinigami tarafından kullanılabilmektedir.Hikayenin üç ana karakteri var aslında.Bunlar Maka,Black Star ve Kid.Maka'nın yardımcısı Soul,Black Star'ın yardımcısı Tsubaki ve Kid'in yardımcıları Elizabeth ve Patricia'nın macerasını anlatan seri bol aksiyon içeriyor.Savaş sırasında ruh dalga boylarını eşitleyebilen partnerler daha fazla güçlü oluyorlar.Hepsinin amacı aynı yani silahlarını ölüm tırpanına dönüştürebilmek.Animenin ilk üç bölümünde bu anakarakterler tanıtılıyor.İlk bölümde Maka ve Soul,ikinci bölümde Black Star ve Tsubaki ve üçüncü bölümde de Kid ile partnerleri kısaca Liz ve Patty'nin maceralarına tanık oluyoruz.Bu şekilde karakterleri tanımış oluyoruz.Serinin asıl konusu kishin ruhlarını toplamak olmasına rağmen ilerleyen bölümlerde bu konu tamamen değişiyor.Öyle ki bir süre sonra kimsenin bu kishin ruhu toplama olayıyla ilgilendiği olmuyor.Toplamak dediğime bakmayın siz aslında yendikleri kişilerin ruhlarını yiyiyorlar.Bu şekilde 99 kishin ruhu ve 1 cadı ruhu yiyen silah ölüm tırpanına dönüşüyor.Ölüm tırpanlarını sayısı oldukça az ve en ufak bir hatada en baştan ruhları toplamak zorunda kalıyorlar.

Ancak dediğim gibi asıl konu ruh toplamak olmasına rağmen bu konu tamamen değişiyor.Kötülüklerin kökeni olan Asura'nın ortaya çıkmasıyla anime bambaşka bir hal alıyor ve tüm dünyayı bir korku ve çılgınlık sarıyor.İşte bu noktada kahramanlarımız kendilerini gösteriyorlar ve tüm okul birleşerek kötülüğe karşı bir mücadeleye girişiyor.

Karakter tasarımları özellikle çok başarılı olan animede her karakterin kendine özgü bir davranış biçimi var ve kısa sürede karakterlere alışabiliyorsunuz.Kısaca tanımlamak gerekirse;Maka,hırslı ve başarılı bir öğrenci olmasına rağmen yeteri kadar güçlü biri değildir ve bu yüzden zaman zaman kendi hırsının kurbanı oluyor.Black Star,tamamıyla havalı ve kendini beğenmiş bir karakter.İlk başlarda kendisine uyuz olabilirsiniz ancak zamanla artık kişiliğini benimsiyorsunuz.Ayrıca ütopik bir isteği var."Tanrıdan daha üstün olmak?" Kid,kesinlikle izlediğim animeler içinde en orjinal olanlarından biri.Kendisi simetri hastasıdır ve bu hastalığı savaşlarda başına bela olmaktadır.Partner olarak iki kızkardeşe sahip olan Kid özellikle savaş öncesi poz verirken simetriye dikkat eder ve tabiki savaş esnasında da simetriyi bozacak herhangi bir şey olursa tamamen kontrolden çıkar.Kid'in başka bir özelliği de Shinigami'nin oğlu olmasıdır.Silahlara gelince;Soul,animenin ismini aldığı kişi olmasına rağmen seride çokta öne çıkan bir karakter değildir.Piyano çalmayı sever ve sık sık "cool" kelimesini kullanır.Tsubasaki,Black Star'ın partneridir ve sessiz bir kişiliğe sahiptir.Black Star'ın silahı olmak gerçekten de takdir edilmeli çünkü 24 saat kendini öven bir adamla beraber olmak zor olsa gerek.Liz,Kid'in iki partnerinden biridir ve karanlık,kasvetli ortamlardan hiç haz etmez ayrıca hayalet hikayelerinden çok korkar.Patty,Kid'in bir diğer partneridir.Kendisi bildiğiniz saftır.En ummadık yerlerde güler ve garip diye tabir edilebilecek karakterlerdendir.

Eğer ufak bir arama yaparsanız animenin tanıtımını çoğu internet sitesinde 99 kishin ruhu ve 1 cadı ruhu toplayıp ölüm tırpanını elde etmek olarak görürsünüz.Aslında seri bundan çok farklı bir şekilde gelişiyor.Serinin ortalarına doğru asıl konu ortaya çıkıyor.

Serinin asıl konusu çok uzun zaman önceye dayanıyor.Uzun zaman önce Shinigami'nin okulunda bir öğrenci olan Asura güce aç bir kişiliğe sahipti.Öyleki daha da güçlenmek için yasakları çiğneyip insan ruhuda yemeye başlamıştı ve bunun sonucunda kötülük ve çılgınlık tüm ruhunu kapladı.Asura'nın kimseye güveni yoktu ve herkesten ölesiye korkuyordu ve bu da onu yalnızlığa sürüklemişti.O zamanlar çok korkulan ve kötülükle bizzat kendi savaş Shinigami,Asura'nın peşine düştü.Asura ile yaptığı savaş sonrasında Asura'nın derisini yüzerek onu kendi derisine hapsetti ancak onu tam olarak yokedemedi.Asura'yı kurduğu okulun en gizli ve karanlık odasına sakladı ve kötülüğü orda uyutmaya başladı.Yıllar sonra ise animenin konu aldığı olay Asura'nın tekrar dirilmesi için verilen çaba.Medusa adındaki cadı gizlice Shinigami'nin okuluna sızmış ve doktor kimliği altında okulu araştırmaktadır.Ancak bu kimliği er ya da geç ortaya çıkacaktır bunu kendiside çok iyi biliyordur.Medusa yanına aldığı birkaç destekçisi ile okulu iyice araştırır.Ruh koruması gücü sayesinde onun cadı olduğunu okuldaki kimse anlayamıyordur,Shinigami dahi...Peki Medusa asıl amacını gerçekleştirebilecekmidir?

Bence seri daha kısa tutulabilirdi.Asıl amaç Asura olmasına rağmen uzun bir süre başka olaylarla ilgileniliniyor ve asıl konu ihmal ediliyor.Son 10-15 bölüme kadar olan bölümler o kadarda ilgi çekici değildi.Özellikle animenin ilk 15 bölümü felan çok riskli yani her an izlemekten vazgeçebilirsiniz ama size tavsiyem izlemeye devam edin çünkü ilerleyen bölümlerde konu daha da ilginçleşiyor.Özellikle animenin çizimleri çok başarılı ve savaş sahneleri çok güzel aktarılmış.Ancak seride hoşuma gitmeyen yanlarda hatırı sayılır biçimde çok.Öncelikle Ay ve Güneş temaları hiç hoşuma gitmedi.İlk bölümlerde nerdeyse 10 dk da bir ortaya çıkan Ay ve Güneş'in salak salak iğrenç bir ses çıkartması beni çok rahatsız etti.Bazen de anime başlarken çıkıyorlar ve garip bir ses çıkarıyorlar buna bir anlam verebilmiş değilim.Ana karakterlerin ölümcül yaralar almalarına rağmen önce yere yığılmaları daha sonrada hiçbir şey olmamış gibi tekrar ayağa kalkmaları bana çok saçma geldi.Maka,Kid ya da Black Star...Bu üç karaktere kılıçta girse yanlarında bombada patlasa hiçbir şey olmamış gibi savaşmaya devam ediyorlar ve bu bence çok saçma.Örneğin bir bölümde yaklaşık 10 dk boyunca Black Star'ın kafasına sopayla vuruluyor,Tsubasaki'ye kılıç giriyor ve sonuçta hiçbir şey olmuyor...
Seride en çok hoşuma giden olay simetri hastalığı olan bir karakterin yaratılmış olmasıydı.Serinin ortalarına kadar Kid ve simetri hastalığı izleyiciyi güldürebilir ancak işler ciddileşince Kid'in simetri hastalığı biraz unutuluyor gibi sanki.Sonuç olarak heyecanlı,aksiyonlu ve sıkmayan bir anime ve izlemenizi tavsiye derim.

Green Green İnceleme

Favori Karakterlerim:Futaba
Tür:Ecchi,Okul,Komedi
Bölüm Sayısı:12+2 OAV
Not:10/6


Green Green animesi tamamen komedi üzerine kurulmuş bir anime olmasına rağmen içinde kendine özgü bazı yan olayları ve sırlarıda barındırıyor.

Kanenone Gakuen okulu öğrencisi olan Yusuke Takasaki ve "aptal üçlü" diye adlandırılan arkadaşlarının başından geçen komik olayları anlatan anime 12 bölümden oluşuyor.Kanenone Gakuen okulu sadece erkeklere özel bir okul olup içinde tek bir kız dahi yoktur tabi bu durumda erkeklerin çoğu sapık bir kişiliğe sahiplerdir.Birgün kızlar okulu ile birleşileceği haberi yayılır ve bunun üzerine tüm erkekler çok heyecanlanır.Animenin hemen başında Kanenone Gakuen erkekler okulu ile kızlar okulu öğrencilerinin okulları birleşir.Bu birleşme 1 ay boyunca sürecektir ve duruma göre ya gerçekten okullar birleşecek ya da birleşme iptal edilecektir.Kızları taşıyan otobüsü tüm okul (tüm erkekler) kapıda karşılar.Ancak garip bir olay olur ve kızları taşıyan otobüsün kapısı açılır açılmaz bir kız Yusuke'nin boynuna sarılır.Peki Midori adındaki bu kız Yusuke'yi nerden tanıyordur?

Seriyi uzun zaman önce izledim o yüzden tam sağlıklı yorum yapamıyorum ancak kısaca eğlenceli bir anime diyebilirim.12 bölüm olması animenin izlenebilirliğini arttırıyor.Zaten konusuda tamamen komediye uygun bir anime ve bu yüzden seriyi izlerken gülebilmeniz kuvvetle ihtimal bir durum.12 bölümlük Tv serisinin yanında 2 tane daha Ova'sı var.İlk Ova seriden bağımsız ve konusu farklı.İlk Ova'da kızların Kanenone Gakuen erkekler okuluna gelmesi yerine Yusuke,aptal üçlü ve bazı diğer öğrenciler kızların okuluna misafir öğrenci olarak gidiyorlar.Diğer Ova ise 13.bölüm olarak yayınlandı ve hikayeyi sonlandırdı."Green Green Erolutions" adında yayınlanan bu Ova hentai olarak nitelendirildiğinden Amerika'da yayına girmedi.

20 Ocak 2011 Perşembe

Ergo Proxy İnceleme

Favori Karakterlerim:Mayer
Tür:Bilim Kurgu,Aksiyon
Bölüm Sayısı:23
Not:10/2


Ergo Proxy popüler bir anime serisidir ve kendine özgün bir hikayesi vardır ancak anlaması ve kavraması çok zor bir animedir malesef.Kimine göre Ergo Proxy'nin bu anlaması güç kurgusu animeyi diğerlerinden ayıran bir özelliktir ama bana göre bu animenin kalitesini düşüren bir durumdur.

Ergo Proxy gelecek bir zamanda Romdeau isimli şehirde geçen bir hikayeyi anlatıyor.Dünyadaki ekolojik dengenin bozulması sonucu oluşturulan bu şehirde insanları korumak üzere varolan android(autoreiv) türündeki varlıklar vardır.Ancak "cogito" adlı virüsün androidlere bulaşması sonucu birçok android kontrolden çıkar ve insanları koruyucu bir varlık olmak yerine insanlar için bir tehlike oluşturan varlık olmaya başlarlar.Animemizin başkarakteri Re-L Mayer yurttaş danışma kurulunda görevli bir bayandır ve Iggy adında bir android ortağına sahiptir.Birbiri ardına işlenen cinayetler Mayer'i olumsuz yönde etkilemeye başlar ve birtakım görüntüler görür.Bunların gerçekmi yoksa hayalmı olduğunu anlayamaz ancak birgün evinin duvarına kanla yazılmış "Uyanış" adlı yazıyı gördükten sonra bu işe dahil olmaya karar verir ve ortağı Iggy ile birlikte bu gizemli virüsün ardındaki sırrı araştırmaya başlar.Bu sırada devlet gizli bir şekilde "Proxy" adı verilen bir araştırmayı yürütmektedir.Devletin görüşüne göre insana benzer yaşam formu olan Proxy'ler insan varlığını kurtaracak olan aşamadır ve bunun için yaşamsal bir öneme sahiptirler.Mayer virüs araştırmasına devam ederken Vincent Law adında bir göçebe ile tanışır ve Pino adlı küçük kızında gruplarına katılmasıyla araştırma grubu tamamlanır.Vincent Law'ın çok gizli sırrı aslında tüm hikayeyi çözecektir ama bu sırrın ortaya çıkması oldukça uzun bir zaman alacaktır...

Ergo Proxy daha kısa bir seri olarak tasarlansaydı ve anlatılmak istenen düşünceler çarpıtılarak ya da kafakarıştırarak değilde direk yoldan anlatılsaydı bence oldukça etkileyici bir anime olabilirdi.Aslında konu gayet ilgi çekici ancak malesef konu akışı çok yavaş,olaylar çok yavaş gelişiyor ve animeye birtürlü bağlanamıyorsunuz.Mistik bir atmosfere sahip olması güzel ancak bazı gereksiz ayrıntılar ve nerdeyse herbölümde olan gereksiz akıl oyunları animeden soğutuyor.Konusu oldukça ağır ve sakin kafa ile izlemezseniz izlediğiniz bölüm sonunda dumur olmanız kuvvetle muhtemel bir durum.Öyle ki bazen bir bölümde aynı sahneyi 3-4 kere görebiliyorsunuz ve izlerken "Acaba ben geri felanmı aldım?" diye sorabiliyorsunuz kendinize.Felsefik ögelere genişçe yer verilmiş ve birçok felsefik soru ile  beyninizi allak bullak eden bir yapım.Eğer felsefeye ilginiz varsa buyrun izleyin ancak yoksa kesinlikle tavsiye edeceğim bir yapım değil.Ancak yine anlamadığım bir şekilde bu anime de tıpkı Cowboy Bebop gibi çok meşhur ve çoğu anime sitelerinde baştacı yapılan bir yapım olarak gösteriliyor.Bana göre ise sadece sıkıcı bir animeydi.Konu sağlam olmasına rağmen izleyiciyi animenin atmosferine sokacak bir anlatım yoktu.Ufak bir bilgi daha,başkarakter Re-L Mayer şarkıcı Evanescence'nin görünüş olarak nerdeyse tıpatıp aynısıdır.Hatta bazı anime sitelerinde Evanescence'den esinlenilerek oluşturulan bir karakter olduğu dahi söyleniyor.Tıpkı Evanescence gibi gothic bir havası olan Mayer, ayrıca çok koyu makyaj yapmayı seven bir karakter.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Elfen Lied İnceleme

Favori Karakterlerim:Nyuu,Nana
Tür:Doğaüstü Güçler,Drama,Gerilim,Bilim Kurgu
Bölüm Sayısı:13
Not:10/8


Elfen Lied animesi duygusal ve aşırı şiddet içeren bir animedir.Bu animeyi izlerken kopan kollar,bacaklar felan görebilirsiniz ve bu yüzden kesinlikle en az +16 yaş grubuna göre hazırlanmıştır.

Elfen Lied animesi 2004 yapımı bir animedir ve 13 bölüm olarak yayınlanmıştır ancak mangası çok daha uzundur.Mangası 12 cilt ve 107 bölümden oluşur ve konu çok daha derin işlenmiş olup anime de gözükmeyen bir çok karakteri içerir.Elfen Lied "Diclonius" adı verilen yeni bir türün hikayesini anlatmaktadır.Animenin hemen başında araştırma merkezinden kaçan bir Diclonius gösterilir ve kaçarken etrafına maksimum hasar vererek kaçar.Önüne çıkan herkesi acımadan kesip,biçer.Diclonius'lar "vector"(vektör) diye adlandırılan ve telekinetik olarak kullanılan görünmez kollar ile başlarından çıkan iki tane boynuza sahiptirler.Bu vektörler sayesinde avlarını kısa sürede etkisiz hale getirip,öldürebilecek güce sahiptirler.Araştırma merkezinden kaçan Diclonius başından vurulur ve denize düşer.Bu olay sonrasında kişilik bölünmesi yaşayan Diclonius'u Kohta ve Yuka adında iki kuzen bulur.Bulduklarında sadece "nyuu" diyebilen Diclonius'a Nyuu adını verirler ve evlerine alırlar.Ancak onun Diclonius olduğunu bilmiyorlardır...

Nyuu diğer kişiliğinin aksine çok saf ve uysal bir Diclonius'tur ancak diğer yanı olan Lucy tam bir canavardır.Lucy'nin hiçbir varlığa acıması yoktur.Araştırma merkezinden Lucy'i bulmak için çeşitli Diclonius'lar gönderilir.Nana adlı Diclonius Lucy'i bulmak için görevlendirilir ve bulurda.Nyuu vektörlerini kullanmayı bilmez ancak zaman zaman gerçek kişiliğine döner ve Lucy olur.İşte o zaman diğer Diclonius'ların onun karşısında  hiç şansı kalmaz çünkü diğer dicloniuslarda bilirler ki Lucy onlardan çok daha güçlüdür.Animenin asıl sürprizi ise Lucy ile Kohta'nın sahip olduğu ortak geçmiştir...

Elfen Lied özellikle müzikleriyle ödül almış bir yapımdır.Çoğu animeseverin izlediği ve beğendiği bir yapımdır keza benimde beğendiğim bir animedir.İzlediğim ilk şiddet içerikli anime olması nedeniyle ilk bölüm beni çok şaşırtmıştı.Mangasına bağlı olarak daha uzun yapılsaydı eminimki bu seri çok daha ünlü bir seri olabilirdi.Animenin finali sanki bir ikinci sezon olacakmış gibi bitsede ikinci sezonun geleceğini pek sanmıyorum.Bu güzel animeyi izlemenizi tavsiye ederim.

16 Ocak 2011 Pazar

Shaman King İnceleme

Favori Karakterlerim:Yoh,Anna,Manta,Kororo
Tür:Aksiyon,Komedi,Macera,Büyü
Bölüm Sayısı:64
Not:10/8


Shaman King animeside eski sayılabilecek bir anime aslında.2001 yapımı Shaman King animesinin çizimleri hem eski özellikleri hemde yeni özellikleri barındırıyor içinde yani tam bir geçiş aşaması olmuş.

Shaman King aslında basit bir hikaye ile başlıyor ve bölümler ilerledikçe hikaye iyice dallanıp budaklanıyor. Öncelikle nedir bu şaman onun bir açıklamasını yapmak gerekiyor.Şaman denilen kişiler gerçek hayat ile ruhlar alemi arasında bir köprü görevi gören gerçek hayat ve ruhlar alemini birbirine bağlayan kişilerdir.Hikayemizin başkahramanı olan Asakura Yoh,tahmin edebileceğiniz gibi bir şamandır.Yoh'un başka bir şehire öğrenci olarak gelmesiyle hikaye başlıyor.Manta'nın Yoh ile tanışıp arkadaş olması ve Manta ile Yoh'un bölümler ilerledikçe gelişen arkadaşlıkları izlenmeye değer doğrusu.Manta bir şaman olmamasına karşın ruhları görebiliyordur,Yoh ise bütün şamanların iyi olduklarını düşünür çünkü ruhları görebilen kişilerin kalplerinin temiz olduğuna inanır.Ama gerçektende durum böylemidir?

Shaman turnuvası her 500 yılda bir kez düzenlenen turnuvadır ve turnuvayı kazanan kişiye üst düzey ruhlar tarafından olağanüstü bir güç bahşedilecektir ve dünyayı istediği gibi yönlendirme gücüne sahip olacaktır şaman kralı olacak kişi.Asakura Yoh'un amacı ise sakin ve rahat bir hayat sürmektir.Turnuvayı kazanarak bu hayalini gerçekleştirmek ister.İlerleyen bölümlerde Yoh'un nişanlısı Anna ortaya çıkar ve Yoh'u zorlu bir antrenman döneminden geçirir.Anna'da bir şamandır ancak şaman turnuvasında yer almayacaktır,onun hayali şaman kralı olacak olan kişinin karısı olmaktır ve bu kişiyide Yoh olarak görmektedir.Yoh ve ilerleyen bölümlerde tanışıp arkadaş olduğu Amidamaru adlı eski bir savaşçı ruh ile Yoh'un macerası boyunca edindiği arkadaşlarını birçok tehlikeli olay beklemektedir.Başka bir aile mensubu şaman Tao Ren'in Yoh'un bulunduğu şehire gelip şaman turnuvası başlamadan Yoh'u öldürmek istemesi bu uzun yolculuğun başlangıcı olur.Ancak şaman turnuvasının başlamasının hemen öncesinde Yoh asıl düşmanı ile karşılaşır,Hao...

Bence seri daha kısa tutulabilirdi ve eğer daha kısa olsaydı eminimki daha akıcı ve daha eğlenceli bir seri çıkabilirdi karşımıza.Animenin ortalarına doğru asıl konunun ortaya çıkmasıyla kısa sürede tüm olayı anlıyorsunuz ve diğer kalan bölümleri birbirini tekrar eden bir dizi olayı izleyerek geçiriyorsunuz.Yoh ve arkadaşlarının şaman turnuvasının yapılacağı yere giden uçaklarının düşmesiyle en az bi 30 bölüm fazladan oluşmuş restmen.Eğer o uçak düşmeseydi anime daha kısa olacaktı yani :) Hao adlı karakterin ortaya çıkmasıyla anime gerçek kimliğini gösteriyor evet güzel tamam da bu Hao'nun 3-5 bölümde bir gelip Yoh'a "Dahada güçlenmeni bekliyorum,güçlen" felan demesi sinir bir durum.Konu hakkında spoiler vermek istemiyorum ama bilirsiniz bu hep böyledir,kötü adamlar iyilerden hep daha güçlü olurlar ama kötüler güçlü olsada iyiler güçlensinde bizi yensin diye beklerler.Bence bu olay çok saçma eğer gücün varsa neden rakibinin güçlenmesini bekleyesinki ? Yaklaşık bi 30-35 bölüm önce olabilecek bir savaşı son bölümlere taşımanın tek bir anlamı var o da animeyi uzatmaya çalışmak.Bu yönden bende hayal kırıklığı yarattı yapım ve çok fazla konuyla alakasız yan bölümlerin olduğunu söyleyebilirim.Anime hakkındaki en olumsuz eleştirim ise savaş sahnelerinin hemen sonlanmasıyla ilgili olacak.Savaş başlamadan önce taraflar uzun süre ahkam kesip havalarını yapıyorlar ve savaş 2 bilemedin 3 hamlede sonlanıyor ve bu hamleleride görmüyoruz çoğunlukla,savaş sahnelerinde bir ışık kümesi parlıyor tüm ekranda sonra ışık açılıyor ve bir de bakıyoruz bir savaşçı yerde diğeri ayakta ha o zaman ayakta duran kazandı diyoruz.Ben bu kapışmaların içeriğini de görmek isterdim şahsen.Tabi tüm kapışmalar böyle değil ama bu tip olaylar çok gözüme çarptı o yüzden yazmak istedim.

Animenin toplamda 2 farklı açılış ve kapanış müziği var.İkinci açılış ve kapanış müziklerini daha çok sevdim.Özellikle ikinci kapanış müziği harika.Ayrıca anime içinde savaşlarda çalan müziklerde gayet başarılı.Animenin asıl teması arkadaşlık ve bu tema çok güzel bir şekilde işlenmiş.Yalnız şaman turnuvasına katılıp şaman kral olmak isteyen şamanların herbirinin hayalide birbirinden saçma bana göre.Özellikle başkarakter Asakura Yoh'un hayali en saçması.Turnuvayı kazanmak istemelerinin daha mantıklı sebepleri olsaydı belki daha ilgi çekici olabilirdi seri.Animenin sonu sanki devamı gelecek gibi bitiyor ancak 2001-2002 yılları arasında yayınlanan bu serinin devamının geleceğini pek sanmıyorum açıkcası.Sonuç olarak izlemesi keyifli ancak daha kısa olabileceğine inandığım,tavsiye ettiğim bir anime olarak anime incelemelerimin arasında yerini almış bulunuyor.

14 Ocak 2011 Cuma

Anime Notları/Puanları


Mükemmel (9)
-Aoki Densetsu Shoot! 
-Basilisk 
-Candy Candy  
-Gantz  
-Golden Boy 
-Great Teacher Onizuka 
-Persona 4 Animation
-Slam Dunk



İzlenmeli(8) 
-Code Geass:Lelouch of The Rebellion (R2)  
-Digimon Adventure 02
-Elfen Lied 
-Ga-Rei Zero 
-High School DxD 
-Kuroko no Basket
-Love Hina  
-Sailor Moon
-School Rumble
-School Days
-Shaman King
-Soul Eater




İzlenebilir(7)
-Another 
-Berserk 
-Beyblade 
-Beyblade G Revolution
-Black Lagoon (Roberta's Blood Trail) 
-Blade 
-Blood+ 
-Blood-C 
-Busou Renkin 
-Claymore 
-Darker Than Black 
-Devil Survivor 2 The Animation
-Digimon Tamers 
-Digimon Frontier
-Dragon Age:Dawn of The Seeker
-Fate Stay Night: Unlimited Blade Works  
-Fate Zero
-Hellsing
-High School of the Dead 
-Hungry Heart Wild Striker 
-Ichigo 100% 
-Jigoku Shoujo
-Mastermind of Mirage Pokemon  
-Ninja Scroll 
-Peach Girl 
-Pokemon Chronicles 
-Pokemon:Pocket Monsters 
-Sekirei  
-Shikabane Hime Aka
-Shiki
-Steins;Gate
-Street Fighter II The Animated Movie  
-Sword Art Online
-Tekken Blood Vengeance 
-Transformers:The Movie  
-Whistle!
-xxxHolic




Fena Değil(6)
-Amatsuki 
-Baccano!  
-Beyblade V-Force  
-Brave 10
-Deadman Wonderland
-Devil May Cry
-Durarara!! 
-Fate Stay Night 
-Ganbare! Kickers 
-Green Green  
-Iron-Man
-Night Wizard 
-Rozen Maiden Series  
-Samurai Deeper Kyo
-Street Fighter Alpha: The Animation
-Street Fighter II Victory 
-Super Street Fighter IV 
-Tekken The Motion Picture
-The Twelve Kingdoms
-Trinity Blood
-X-Men
-Wolverine






Berbat(2-1)  
-Ergo Proxy(2)
-Serial Experiments Lain(1)
-Ultimate Girls(1)

Cowboy Bebop İnceleme

Favori Karakterlerim:Faye,Spike
Tür:Macera,Aksiyon,Bilim Kurgu,Drama
Bölüm Sayısı:26
Not:10/4


Cawboy Bebop animesi birçok anime izleyicisi tarafından baştacı yapılır,eşi benzeri bulunmayan bir yapıt olarak gösterilir.İnternette yapacağınız küçük bir aramayla bile bu anime hakkında takdirler,övgüler bulabilirsiniz.Belki de çoğu eski animecinin zamanında ilk izledikleri anime olduğundan dolayı bu kadar seviliyordur,bilemiyorum ama benim için durum çok çok farklı...

Anime sitelerini inceleyip bakarsanız mutlaka Cowboy Bebop için uzun tanıtımlar ve bolca yorum yapılmış başlıklar görürsünüz ama sahidende bahsedildiği kadar çok mu iyi bu anime? Çoğu anime sitesinde 10 üzerinden 8 ya da daha fazla not almıştır,peki bu kadar notu hakediyormu gerçekten? Tabiki zevkler ve renkler diye bir kavram var,herkesin ilgisi farklıdır ama bu animenin bu kadar çok ortalamaya sahip olmasına ve çoğu kişi tarafından izlenip övülmesine bir sebep bulamıyorum.Benimde Cowboy Bebop'ı izleme sebebim aslında popülerliğinden kaynaklanıyor.Animenin tamamını izledim (başladığım bir şey ne olursa olsun sadece anime değil her konuda,başladığımı yarım bırakamam) ancak tek izleme sebebim bu kadar ünlü olması ve hep bir sonraki bölümde animenin dahada ilginçleşeceğini düşünmemdi ama malesef olmadı.

Anime gelecekte 2071 yılında geçiyor ve yaşam artık uzaya taşınmış durumda.50 yıl önce Ay'da oluşan çatlak sonucu meydana gelen meteor bombardımanı sonrası artık dünya yaşanacak bir yer olmaktan çıkmış ve birçok insan hayatını kaybetmiştir.Hayatlarını Mars'ta sürdüren bir grup haydut avcısının hayatını anlatan animenin başkarakteri Spike adında bir ödül avcısı.Spike ve ortağı Jet geçimlerini haydutları yakalayarak sağlıyorlar.İlerleyen bölümlerde gruplarına birkaç değişik tip daha dahil oluyor ve karakterlerin geçmişleri hafiften irdelenmeye başlıyor.Animeye daha sonra dahil olan Faye Valentine adlı karakter bence şimdiye kadar izlediğim animelerin içinde en çekici kız karakterlerden birisi ve onun animeye dahil olması bu sıkıcı animeyi az biraz daha izlenebilir kılmıştır benim açımdan.Son iki bölüme kadar aksiyon,heyecan felan hiç yok gibi bir şey.Son iki bölüm ilgi çekici olsada bu tüm animeye yayılmadıktan sonra bende iyi bir izlenim bırakmadı tabiki.

Artık sıkıcı olduğundan mı yoksa benim animeyi geç saatte açıp izlememden dolayı mı bilmem ama bu animenin bir bölümünü dahi bazen üç gecede izleyebildiğimi hatırlıyorum.Konuşmalar o kadar sıradan ki izlemeye başladıktan beş dakika sonra felan uykum geliyordu ve yatıyordum.Aksiyon nerdeyse yok denecek kadar az.Müzikleri ise 1940'ların 1950'lerin felan jazz müzikleri ile 1950'lerin felan ilk rock müziklerinden oluşuyor.Yani bence tam bir facia.Açılış müziği haricinde hiçbir müziğinin güzel olduğunu hatırlamıyorum.Belki de çok yerdim animeyi ama malesef benim açımdan durum bu,çoğu yerde övülen bir anime olmasına rağmen benim açımdan vasat bir yapımdı ve izlemenizi tavsiye etmem.

11 Ocak 2011 Salı

Gantz İnceleme

Favori Karakterlerim:Kato
Tür:Aksiyon,Korku,Bilim Kurgu
Bölüm Sayısı:26
Not:10/9


Gantz izlediğim sıradışı animelerden biri kesinlikle.Konusu çok özgün ve değişik bir yapım.Bu seriyi 26 bölümden daha fazla yapabilirlerdi diye düşünüyorum çünkü konu gerçekten kaliteli.

Kei Kurono hayatından pek memnun olmayan ve kendisinden başka kimseye değer vermeyen bir lise öğrencisidir.Hergün olduğu gibi o günde metroya binip evine gidecek olan Kei metroyu beklerken, çok uzun zamandır görmediği çocukluk arkadaşına rastlar ancak onun kendisini hatırlayıp hatırlamadığından emin olmadığı için onunla konuşmaz.Yaşlı bir bayanın kendisine bir adres sorması üzerine ise kadını tersleyerek geri çevirir.Metronun gelmesine kısa bir süre kalmıştır ancak tamda o sırada sarhoş bir dilenci dengesini kaybederek rayların üzerine düşer.Kimsenin yardım etmediği bu adama Kei'nin çocukluk arkadaşı Kato yardım eder ancak tek başına onu raylardan kaldırması mümkün değildir bu yüzden etraftakikerden yardım ister ancak kimse yardımcı olmaz.Tamda o sırada gözü Kei'ye ilişir ve onun çocukluk arkadaşı olduğunu hatırlar.Kei'nin yardım çağrısına gönülsüzce cevap veren Kei'de raylara atlar ve beraber sarhoş dilenciyi rayların dışına taşırlar ancak kendilerini kurtarmak için zamanları kalmamıştır ve metro hızla gelmeye başlamıştır.Hızla gelen metrodan kurtulmak için raylarda çaresizce koşmaya başlarlar ancak malesef metro çok hızlı olduğundan yavaşlayamaz ve Kei ile Kato'yu ezer geçer...

Ancak bu bir son değildir tam aksine bir başlangıçtır aslında.Kei ve Kato kendilerini bir odada bulurlar ve onlardan başka bazı insanlar ve siyah bir top odanın içindedir.Bu odada bulunan Kei,Kishimoto ve Kato animemizin başkahramanlarıdır.Dev siyah topun üzerinde yazılar belirir ve "Artık hayatlarınız benim elimde,bundan sonra size ne olacağını ben belirleyeceğim" yazar.Siyah topun istediği şey ise bir takım uzaylı yaratıkların öldürülmesidir ve bunun için onlara silah ve daha güçlü olmalarını sağlayan kostüm verir.Kostümü çoğu kişi giymek istemez çünkü görünümü komiktir.Odadaki herkesin aklı karışıktır ancak isteselerde istemeselerde siyah topun yani Gantz'ın oyununa dahil olmuşlardır bi kere ve burdan kurtulmanın tek yolu Gantz'ı memnun etmek ve 100 puana ulaşmaktır.Gantz her uzaylı avından sonra hayatta kalanlara puan verir.Görevler çok tehlikeli ve ölümcüldür ve bu nedenle çoğu kişi geri gelmeyi başaramaz ancak bu bir döngüdür aslında.Birileri ölür ve yerine diğerleri gelir...

Gantz iki sezon olarak yayınlandı ancak animenin sonu mangadan bağımsız bir son.Mangası hala devam etmekte olan serinin sadece animesini izleyenlerin aklında bir çok soru kalıyor malesef.En önemli soruda "Neyin nesidir bu Gantz?" Bu nedenle anime serisini izledikten sonra biraz hayalkırıklığı yaşayabilirsiniz.

Anime serisiyle ilgili bazı saçma bulduğum yerleri ve gözlemlerimi de söylemek istiyorum.Öncelikle anime daha ilk dakikasından itibaren farklı ve cesur bir yapım olduğunu kanıtlıyor.Beni ilk sahnesi çok şaşırtmıştı.Bu animeden sonra başkarakterlerin her konuda doğru karar veren ve hep başkalarının iyiliğini düşünen kişiler olduğunu düşünmeyeceksiniz çünkü bu tip yargıları kesinlikle yıkan bir anime.Başkarakterimiz liseli bir genç ve biraz da sapık bir kişiliğe sahip.Tek başına yaşıyor ve derste dahi ilginç fantaziler kuran bir tip.Gantz hem cinsellik yönünden hemde şiddet yönünden çok aşırıya kaçmış bir anime ama bence bu tarz konuya bu tip öğeler çokta garip kaçmıyor.Kei Kurono'nun içinden konuşup insanlar hakkında yorum yapmasıda animeye ayrı bir güzellik katmış.İçinden dediklerinin tam aksine davranması ve aslında tüm insanların yaptığı gibi kendisininde normal hayatta birnevi rol yapması bence çok gerçekçi ve güzel olmuş.Ancak bu güzel serininde eksileri yok değil tabiki.Öncelikle bazı konuşmaların çok uzatılması ve aksiyondan kopulması büyük bir eksi.Mesela bir uzaylıyla savaşırken kendi aralarında konuşmaya başlamaları ve bu sırada uzaylının hiçbir şey yapmaması bence saçma.Uzaylı resmen konuşmalarını bitirmelerini bekliyor gibi bir durum oluşuyor ve bu gerçeklikten uzaklaştırıyor seriyi.Ve daha ilk bölümde olan bir saçmalık var.Metrodan kurtulmaya çalışırken metrodan koşarak kaçma olayı.Metronun onlara ulaşmasına az da olsa bir zaman vardı ve kenarlıkların boyu bellerine geliyordu.Hadi Kei kenarlıklardan tırmanamadı diyelim ancak Kato'nun kenarlıklardan çıkamamasını aklım almıyor.Basitçe kenarlıklardan tırmanıp metrodan kurtulabilirlerdi ancak onlar koşarak kaçmayı ve zaman kazanarak metroyu durdurmayı tercih ettiler.

Ufak bir not daha.Kei Kurono bence fazlasıyla Death Note'dan Kira'yı andırıyor.Hatta andırmaktan öte benziyor.Tabiki dış görünüşlerinden bahsediyorum yoksa karakter olarak pek benzerlikleri yok ama çizim olarak bence birbirlerine benziyorlar.

Sonuç olarak tavsiye edebileceğim bir animedir ama içerdiği cinsellik ve şiddet öğeleri ile kesinlikle +18 yaşa hitap etmektedir.

10 Ocak 2011 Pazartesi

Anime ve Manga Terimleri Sözlüğü

-A-

Akuma :Şeytan, korkunç yaratık, canavar, cin anlamlarına gelmektedir.

Akahon : ikinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde oldukça ilgi gören, ucuz kağıda basılmış kalın kapaklı çizgiromanlar.

Amecomi : ‘’American Comics’’in kısaltmasıdır. Comics formatındaki çizgiromanları tanımlamak için kullanılır.

Anime : Japonya kökenli animasyon ürünleri.

Asistan : Başarılı manga-kalar genellikle mangaların üretiminde birkaç yardımcıyla birlikte çalışırlar. Bu yardımcılar skeç yapma, mürekkepleme, kesme - yapıştırma, konuşmaları bilgisayara geçirme, fotoğraf çekme, araştırma yapma gibi işlerin yanı sıra screentone ve ses efektlerinden de sorumludurlar.

Yardımcı adaylarından önce kendi mangalarının bir örneği istenir. Yardımcılar, Japon geleneğindeki usta - çırak ilişkisine benzer bir ortamda ustalarının becerilerini kazanmaya çalışırlar. Ustayla geçirdikleri dönemden sonra bu yardımcıların çoğu, kendi mangalarını yaparlar. Çizimleri genelde ustalarınınkilerine benzer. Görsel stilleri benzeyen yardımcıların bir araya gelip bir stüdyo oluşturdukları da olur. Bu durum, çıraklıktan çok danışmanlığı andırmaktadır.

-B-

Bishoujo : Direkt çevirildiği takdirde ‘’güzel genç kız’’ anlamına gelen kelime belli bir türdeki karakterleri tanımlamak amacıyla kullanılır. Bu tür karakterler normalden daha güzel görünecek şekilde uzun boylu, bakımlı, güzel kıyafetli, çekici ve iç gıcıklayıcı olarak çizilir.

Bishounen : Direkt çevirildiği takdirde ‘’güzel genç erkek’’ anlamına gelen kelime belli bir türdeki karakterleri tanımlamak amacıyla kullanılır. Bu tür karakterler genelde androjen veya feminen görünümlü olrak çizilir. Zarif ve hoş hatlara sahiptirler, çoğu zaman cool veya gizemli, ulaşılmaz görüntü verirler.

Boy’s Love : İngilizcesi ‘’BL’’ kısaltması ile de bilinir. Kadınlar için üretilmiş, erkek karakterler arasındaki aşk ilişkisini anltan manga türü. Bu tür genellikle iki alt kategoriye ayrılır: shounen-ai ve yaoi.

Bukyou (Wuxia) : Kabaca "onurlu, cesur şövalye" ya da " kılıçlı gezgin savaşçı" olarak çevrilebilen bu Çince sözcük, maceracı, dövüş sanatları ile ilgili bir edebiyat akımını tanımlar.

-C-

CG : Computer Graphics’in (bilgisayarla çizim) kısaltması. Bilgisayar destekli çizim veya animasyonu tanımlar. Son yıllarda, bilgisayarla yapılan renklendirmeler ve çizim yazılımları mangaka’lar için temel araçlar olmuşlardır. Renk geçişleri Tetsuya Saruwari ve Inoue Noriyashi gibi mangakalarca, bilgisayarlı çizim ise Kia Asamiya, Terasawa Buichi ve Kazuhiko Tsudzuki tarafından yaygınlaştırılmıştır. Mangaka’ların bilgisayar seçimi genelde Apple Mac’tır.

Chibi : Özel bir çizim tarzı. Anime ve mangalarda genellikle kız karakterlerde ortaya çıkan kısa boylu, şirin bir çizim şeklidir. Bu tür karakterler beraberinde çocuksu bir ses ile seslendirilerek kendilerini tamamlarlar. Aynı zamanda: Super Deformed.

Circle : Doujinshi yazar ve çizer gruplarına verilen addır. Circle’ların çoğu yıllardır varlığını sürdürürler ve büyük bir okuyucu kitlesine sahiptirler. Az sayıda Circle ise faaliyetlerine posta yoluyla devam eder ve istek uzerine kataloglarını gonderirler.

Comiket : Japonya’da düzenlenen, doujinshi türünün örneklerinin sergilendiği özel bir fuar; yılda ikiz kez (Ağustos ve Aralık) düzenlenir ve üç gün sürer. Katılımın 400 bin kişi düzeyine ulaştığı bilinmektedir, bu da Comiket’i dünyanın en büyük çizgi-roman fuarı yapmaktadır.

Cosplay : Anime veya manga karakterleinin kıyafetlerini hazırlayıp giyme eylemi. Açılımı ise costume playing yani kıyafetli oyun.

Cram School : Japonya’da lise öğrencilerinin üniversite giriş sınavlarına hazırlanmak için gittikleri kurslardır.

-D-

Doujinshi : Kelime anlamı "aynı insan yayını" demektir. Fanzinler veya amatör çizgi-romanlardır. Bu tür mangaların çizerleri ya orijinal bir manganın karakterlerini kullanarak yeni bir hikaye yaratırlar veya özgün hikaye ve karakterler oluştururlar. Bu mangaların birçoğu erotik içeriklidir.

Çağdaş doujinshi dünyasıyla özdeşleşmiş büyük bir fan kültürü vardır. Manga doujinshileri bazı dergilerde tanıtılır ve incelenir ve çizgi roman pazarlarında toptan satılır. Manga doujinshilerinin çoğu batıdaki fanzinler seviyesindedir, ama önemli bir kısmı dikkate değer seviyede yüksek kalitededir. Bazıları binlerce kopya satar ve bazı insanlar hayatlarını sadece doujinshi çizerek kazanırlar. Popüler doujinshi sanatçıları genelde profesyonel manga-ka olurlar (örneğin Sonoda Kenichi, Ozaki Minami). Diğer taraftan bazı profesyonel manga-kaların birçok kez sahte isimler altında kendi eserlerinin parodisini yapan doujinshiler yayınladıkları biliniyor. (örneğin Hagiwara Kazushi, Ueshiba Reach).

-E-

Ecchi : Azgınlık, cinsel sapkınlık, açık-saçık ve kötü ahlak demektir. İçinde belli bir düzeye kadar erotizm olan ama genelde aşırı pornografik olmayan, genelde yetişkinlere yönelik hazırlanmış mangalar.

Ecchi eserler genel olarak yetişkinler içindir anlamı ifade eder. Bu tür eserlerde bir konu ve bütünlük vardır. Hentai'den farkı buradadır.

-F-

Fanart : Bir animenin veya manganın hayranları tarafından yapılan çizimlerdir. İlgili karakteri yansıtırlar, genellikle hayranı oldukları kahramanı yansıtırlar, fanfiction eserlerin artistik versiyonu diyebiliriz.

Fandub : Hayranlar tarafından yapılan dublaj çalışmasıdır. Seslendirme kısmı tamamen hayranlarca yapılır. Az sayıda bulunur ve de takım çalışması gerektirir.

Fanfic : Resmi yayıncısı tarafından hazırlanmamış, İlgili anime ve onun karakterleri kullanılarak, aynı zamanda yeni eklenen karakterlerle (orjinal animede olmayan) şekillendirilen hikayeler. Bunları hazırlamak belli bir yetenek ister ve genellikle internet yoluyla paylaşılır.

Fanfiction : Fanfic'den farkı konu yazılırken yeni karakterler eklenmez. Orjinal karakterlere, eser sahibinin kurallarıyla yer verirler.

Fan Service : Bir mangada, okuyucuların ilgisini çekmek için, bir karakterin erotik bir pozunun bulunduğu sayfa veya kareler. Genlede erkek okuyuculara yönelik olarak hazırlanmı mangalarda bulunur.

Fansub : Japonca olan anime eserleri için alt yazı hazırlanmasıdır. Bunu yapan kişi ya da gruplar, orjinal anime kayıtları üzerine altyazı (subtitle) uydurma teknikleri uygularlar. Bunun için daha çok bilgisayar programlarından yararlanılır. Son zamanlar digital-fansub çalışmaları bir hayli artmıştır.

Her ne kadar yasal olmayan bir yöntem olsa da, animenin tüm dünyaya yayılmasındaki en önemli faktörlerden biri aslında fansub çalışmlarıdır.

Furry : Anime'deki hayvanların insan gibi davranışlar sergilediği tarz.

-G-

G-Pen : G-pen tahta saplı, özel bir şekli olan mürekkepli kalem ucudur. İsmini kalemin ucunun tabanındaki “G” şeklindeki mürekkep deposundan alır. G-penler düzine halinde satılır çünkü çok çabuk yıpranırlar. G-penler çok değişik genişlik ve şekillerde üretilirler ve manga artistleri için vazgeçilmez bir araçtırlar. Japonya’da sadece Zebra, Nikko ve Tachikawa tarafından imal edilip satılırlar.

Başka popüler kalem uçları kabura ve maru (karga tüyü) kalemleridir.

Gensaku-sha : Hikaye yazarı; Manga-ka tarafından çizilmek üzere hikaye veya hikaye taslağı yazan kişilere verilen addır. Açık ara en verimli gensaku-sha yüzlerce manga hikayesi yazan Koike Kazuo’dur. Telif hakkı gelirleri genelde gensaku-sha ve manga-ka arasında 50/50 paylaşılır.

Gekiga : Kelime anlamı "Drama resimleri"dir. Gekiga bir manga tarzıdır. İsminden de anlaşılacağı üzere, gekiga daha çok geleneksel tiyatro ve sinema gibi doğrudan bir hikaye anlatım stili içerir. Karakteristik özellikleri direkt, doğrudan bir anlatım, resimsel gerçeklik ve basit bir karakter çizimidir. Hikayelerin teması ise genellikle yetişkinlere yöneliktir (suç ve şiddet gibi). Shirato Sampei ve Kurosawa filmlerinde etkilenmiş olan Saito Takao gekigayı 1960larda popüler hale getirmişlerdir. Sonradan Tezuka bile bazı hikayelerinde gekiga öğeleri kullanmaya başlamıştır (örneğin “Eulogy to Kirihito,Kirihito’ya Methiye”). Ancak gegika günümüzde düşüş içindedir. Günümüz shounen (genç erkek) manga dergilerinde çok nadir görünür ama bu tarz hala 40 yaş ve üstü okurlara satılır.

-H-

Hentai : “Hentai”, “normal olmayan, sapıkça” anlamına gelir. Pornografik içerikli veya heteroseksüle tercihli erkekler için hazırlanmış manga ve animelerin ortak adıdır. Bunun daha ılımlısı Ecchi olarak kabul edilir.

Bir tahmine göre, pornografik manga ve animeler , manga ve anime endüstrisi üretiminin dörtte birini oluşturmaktadır. Japonya’da H-manga, yetişkin video ve dergileri dışında hiç bir şey satmayan dükkanlara da rastlanır. Birçok küçük yayın kurumu H-manga, pornografik oyun ve doujinshi konularında uzmanlaşmıştır.

-I-

Illsut-shuu : “Çizim Koleksiyonu”. Bir çizerin çizdiği ya da belli bir konuyla ilgili çizimlerin kaliteli baskı kitap.

Image Album : Japonya'da popüler anime ve manga serileri için hazırlanan ve eser ile ilgili resimlere, soundtrack (müzikler) vb. multimedia etkinliklerinin bulunduğu CD/DVD formatında dağıtılan eserlerdir. Özellikle fanatiklere hitap eder. Mangalar üzerine olan Image Album’ler ise “manga CD” ya da “Drama CD“ olarak bilinirler.

-J-

Jap-Anime : Amerikan İngilizcesine yansımış Japon animasyon ve anime sanatı, japon çizgifilmlerinin telaffuz şeklidir. Yerel bir kullanım şekli.

Japanimation (Japanamation): Japon Animasyonu demek.

Japanime: "Japon Anime" demek.

Japonizme :Japon kültürünün batı üzerindeki etkisini açıklamak için kullanılan terimdir. Rutgers Üniversitesi, New Brunswick, NJ, USA Zimmerli Sanat Müzesinde “Japonisme”nin uluslar arası merkezine ev sahipliği yapar

Josei Manga : Yetişkin kadınlar için hazırlanan manga. Bu türe redi-komi manga da denir. Josei için shoujonun ablası diyebiliriz çünkü bu tür genellikle yetişkinlerre yönelik hazırlandığından dolayı dah gerçekçi bir anlatıma sahiptir. Joseide shoujodaki gibi ideal sevgili veya sonsuz aşk gibi kavramları yoktur. Hikayeler karakterlerin günlük yaşamları ve mücadeleleri üzerine kurulur. Bu türün ilginç alt türlerinden biri, bebek bekleyen genç anneler için hazırlanmış, içinde doğum ve çocuk sahibi olma ile ilgili eğitici bilgiler bulunan mangalardır. Ayrıca eşcinsel ilişkilerde hikayelere konu olabilir fakat yaoideki gibi cinsellik içerikli hikayelere rastlanmaz. Bu türe ladies comicsin kısaltılmış şekli olan redikomi mangada denir.

-K-

Kakioroshi : Dergilerde dizi olarak yayınlanmamış, ilk olarak “tankoubon” olarak yayınlamış mangalardır.

Kendo : Japonya’da samuraylığın ve kılıç taşımanın yasaklandığı Meiji Dönemi’nden sonra samuray ruhunu kaybetmemek için oluşturulmuş, bambu kılıçlar ve koruyucu zırh ile yapılan, dünya çapında turnuvaları bulunan bir Japon savaş sanatı.

Ketsuekitaga : “Kan grubu”. Japon kültüründe, kan grubunun kişilikle ilgili olduğu kanısı vardır. Bu inanç 80’li yılların başında popüler olmuştur. Manga çizerlerinin ya da manga karakterlerinin yaş ve doğum yeri gibi bilgilerinin yanı sıra kan türleri de belirtilir.

Kan türlerine bağlı olduğu düşünülen özellikler şunlardır:

A : Sinirli, içine kapanık, güvenilir, sadık.
B : Dışa dönük, iyimser, maceraperest.
AB : Gururlu, diplomatik, ayrımcı.
0 : İşkolik, güvensiz, duygusal.

Kodomo Manga : Çocuklar için manga. Kodomo-manga’nın çoğu gösterişsiz olup, 6-11 yaş arasına hitap ederler. Genelşikle robotların ve fantastik öğelerin kullanıldığı hikayeler popülerdir. Batı standartlarına göre bazen alışılmamış şiddet öğeleri içerebilirler. Başarılı kodomo-mangaların anime ve eşyaları da üretilir. Doraemon gibi çok sevilen kodomo-mangaları yetişkinler dahi okur. Kodomo-manga sitili ve sözleri bazen diğer manga türlerinde güldürü amaçlı olarak kullanılır. Korokoro Comic ve Comic Bonbon iki ayda bir yayınlanan kodomo-manga dergileridir.

Kyouyou Manga : Akademik veya eğitimsel manga türü. Bu türede mangalarda ekonomik, sosyal ve toplumsal konular eğitici bir şekilde ele alınır. Derin hikaye yapısı veya karakter ayrıntılarından çok, işlenen konunun kolay ve sıkıcı olmayan bir üslupla akılda kalıcı bir şekilde anlatılması hedeflenir. Bunun yanısıra çeşitli hobi ve ilgi alanlarındaki metinlerin de manga biçiminde sunulduğu sıkça görülmektedir.

-L-

Lolicom : (İng. Lolita complex) Lolita kompleksi; genç kızlara karşı sağlıksız boyutlarda bir arzuyu anlatır. Genç görünüşlü kızlara yer veren H-manganın bir alt kolu “loli-manga” olarak bilinir. H-manga dünyasında, “Lolita” ve “Bishoujo” (güzel kız) hemen hemen aynı anlama gelirler.

-M-

Mah-johg : Yüzyıl kadar önce Japonya'da tanınmış Çin kiremit oyunu mah-jong üzerine kurulu bir manga türü vardır. Mah-jong mangaları 70’lerin sonlarında ortaya çıkmış ve başlıca çizer Kitano Eimei’nin çalışmaları ile gelişmiştir. Mah-jong manga okuyucuları çoğunlukla 18-25 yaş grubudur. Yakın zamanın en popüler mah-jong mangalarından biri, Nojou Jun’ichi'nin Naki no Ryuu adlı yapıtıdır. Bessatsu Kindai Mahjong 1986-91 arasında 9 bölümlük bir dizi olarak yayınlamıştır.

Mahou Shoujo – Magical Girl : Sihirli kız tarzı genellikle okula giden bir kız ve sahip olduğu gizemli sihirli güçleri konu eder.

Genellikle genç kızlara hitap eden tarzdadır (Shoujo). Bu kız sahip olduğu güçleri kullanarak dünyayı kurtarır (konuları pek değişmez). Tabiki bunu süper kahramana dönüşerek yapar (transformation). Kısacası ‘’ Büyük gözler dünyayı kurtarır’’ geyiğinin çıkmasına sebep olan karakter tipidir.

Buna en güzel örnek 'Sailor Moon' dur. 1970 yılından bu yana tarz, Shoujo olarak adlandırılmıştır.

Manga : Japonya kökenli çizgi romanlar. “Manga” basitçe “çizgi roman” ya da “karikatür” olarak çevrilebilir ya da sözlük anlamı ile “tasarlanmamış resimler” olarak tanımlanabilir.

Mangaka : Manga santaçısı. Gelenkesel sistemde mangaka tüm eseri tek abşına yaratır. Bir sanatçının eseri yazdığı bir diğerinin çizdiği ikili çalışmalar da oldukça fazladır. Modern birçok manganın üretildiği ortam olan stüyoda ise mangakalar planlama, kurşunkalem çizimi, kahramanların tasarımı, yardımcılarını görüntü, mürekkepleme, ses efektleri ve diğer detaylar konusunda bilgilendirmekten sorumludurlar. Mangakaların büyük bir çoğunluğu bunlara ek olarak öykü ve diyaloglarını da kendileri yazarlar (Yalnız öykü yazarlığı yapanlara “gensaku-sha” denir). Mangakaların uzmanlıklarının bir ölçütü de aynı anda yayınını sürdürdükleri manga sayısıdır.

Japonya'da birçok mangaka batıdaki popüler roman yazarı ve film yönetmenleri kadar ünlüdür. Çoğunlukla herkesçe bilinen kimselerdir ve özellikle çalışmalarının animesi ya da çeşitli ticari ürünleri yapılmışsa iyi ücretler elde ederler. (Örneğin Takeuchi Naoko'nun Sailor Moon adlı yapıtı, çıkışıyla birlikte birkaç ay içinde Nakayoshi dergisinin satışını iki katından daha fazla arttırdı) Fakat son zamanlara kadar, en başarılı mangakalar, yayıncıları ile güven üzerine kurulu bir ilişkiye sahiptiler. (1993 yılında Shougakukan, Takahashi Rumiko’ya 7,000,000 yen bağlılık ücreti ödemiştir.)

Tankoubon yayınlarının sayısına göre son yılların en verimli manga-ka’ları: Fujiko Fujio, Mizushima Shinji, Tezuka Osamu, Ishinomori Shoutarou, Tachihara Ayumi, Yokoyama Mitsuteru, Chiba Tetsuya, ve Yagisawa Kimio’dur.

Manga Kütüphaneleri :İlk adanmış Japon manga kütüphanesi Kawakami’de (Okayama Bölgesi) 1988 yılının Mayıs ayında açılmıştır. Barındırdığı yaklaşık 100 bin manga, orjinal manga ve antika manga dergileri sergileri bu kütüphanenin övünç kaynağıdır.
Japonya’da manga fiyatları ve bulunabilirliği artık kütüphaneleri gereksiz kılsa da halen birkaç tane vardır. Buna karşın Kore, Tayvan, Hong Kong ve Singapur’da manga kiralayan kütüphaneler sürekli artmaktadır. Bu kütüphaneler az sayıda batı ülkelerinde de ortaya çıkmıştır. Bu kütüphaneler genellikle binlerce tankoubon, iyi satan dergilerin son sayılarını, ve arada sırada da CD ve video koleksiyonları bulundururlar. Bunların çoğu birkaç sent gibi bir fiyata ödünç alınabilir ya da kütüphanede okunabilir.

Manhua : Çin’de üretilen çizgi romanlar.

Manhwa : Kore’de üretilen çizgi romanlar.

Mecha : Anime ve mangalarda, asıl olarak mekanik özellikle sahip her türden araç, robot, silah, gemi ve benzeri nasnelere verilen genel isim. Batı’da daha çok, dev insansı robotlara mecha denilmektedir. Bu terim İngilizce ‘’mechanical’’ kelimesinden gelmektedir.

Mook : (İng. magazine book) Mook’lar geleneksel dergi biçiminde, dizgili, resimlendirilmiş kitapçıklardır. Tokuma Shoten’in yayınlanmış anime mook’larının adı “roman album”dür.

-N-

Nosebleed : Manga ve animelerde, bir karakterin açık veya erotik bir görüntü, durum karşısında uyanan duygularının (kan basıncının artması sonucu) burun kanaması şeklinde ortaya çıkması.

Nijikon : “İki boyut tutkusu”. Gerçek insanlardansa iki boyutlu kızlarla, yani anime ve manga kızlarıyla daha çok ilgilenenleri niteler.

-O-

OAV : (İng. Original Video Animation) Televizyon ya da sinemada gösterilmeden, yalnız ev pazarına yönelik olarak çıkarılan animelere denir, satış amaçlı olarak televizyon ve teatral yayınlar dışında yapılmıştır.

Omake : Manga kitaplarının sonuna konulan ekstra materyal. Karakter eskiz çizimlerinden çizerin notlarına veya kısa bonus manga bölümlerine kadar çeşitlilik gösterir.

Otaku : Fan. Herhangi bir konuda koyu aşırı düşkün kimseyi tanımlayan, kabaca “ezik”, “fütursuz” anlamına gelen argo sözcük. Buradan ‘manga otaku’ yaşamı manga çevresinde dönen kişidir denilebilir. Bu sözcük, hayranlar arasında zararsız yan anlamlar içerir, ancak başka durumlarda çok ters anlamlar da taşır. Bunula beraber Japonya dışında yaşayan Japon kültürü meraklıları (yani bizler için) içinde aşırı sahiplenilmiş bir kavramdır.

Sözlük anlamı ile “o-taku” “sizin eviniz”, “siz” anlamına gelen saygılı sözcüktür. Buradan “evinden fazla çıkıp halkın arasına girmeyen” kişileri niteleyen bir anlam edinmiştir.

“Otaku”nun argo kullanımının 80’lerin başında ortaya çıkan bir manga çizeri olan Shinda Mane tarafından ortaya atıldığı sanılır. Terim serbest sanatçı Nakamori Akio tarafından Manga Burikko’ nun 1983 Haziran sayısındaki bir yazıda açıklanmıştır. Otaku, halk bilincine 1989 da anime/manga otaku’su seri katil Miyazaki Tsutomu’nun tutuklanması ile girmiştir.

-P-

Phone Guide : Batılı manga severler, kalın ve ucuz manga dergilerine boyut ve kağıt kalitesi bakımından uyduğunu düşündükleri bu adı takmışlardır.

-R-

Renga : “Ardışık resimler” Basılı, görsel anlatımının başka bir biçimidir. Kağıttaki yerin kullanılışı (çoğunlukla her sayfada bir dar uzun resim) ve konuşmaların azlığı ile mangadan ayrılır. (Renga, “rensai manga” (sıralı manga) anlamına gelen terimin kısaltması değildir)

Rental Manga - Kiralık Manga :1960’larda halkın gelir düzeyi çok yüksek olmadığı için, mangaların kiralanıp okunduktan sonra iade edilebileceği çeşitli dükkanlar açılmaya başlandı. 1960’lardan sonra popüleritesini yitirmiş bu yöntem, Japonya’da son zamanlarda tekrar görülmeye başlamıştır. Bir kitapçı ile kafe karışımı olan bu yerlerde manga kiralayıp okuyabilir, aynı zamanda da yiyecek ve içecek ısmralaybilirsiniz.

Ronin : Tarihi bir terim olarak, sahipsiz bir samuray. Bir samuray bağlı olduğu efendisi öldüğünde, ya onu koruyamadığı için seppuku yapar ya da hizmetlerini sunabilebileceği bir başka efendi bulana kadar gezgin bir savaşçı, bir ronin olarak bölge bölge dolaşırdı.
Bununla beraber günümüzde liseyi bitirmiş ama üniversite sınavlarında başarısız olmuş ve sonraki sene tekrar girmek için hazırlık yapan öğrencilerle, işi gücü olmayan başıboş gezen serseri insanlara sokakta yaşayan evsizlere de ronin denir.


-S-

Scanlation : Bir manganın Japonya dışındaki amatör meraklıları tarafından çevirilip, metinlerin sayfalar temizlenip yeniden yerleştirilerek hazırlanmış hali. Kısaca scan çr.

Screentone : Renk geçiş desenleri basılmış saydam, yapışkan plastik tabaka. Çizerler ve teknik ressamlar "screentone"u çalışmalarına gölge vermek için hızlı ve hatasız bir yöntem olarak kullanmaktadırlar. Yüzlerce değişik "screentone" deseni ve rengi vardır. Japonya dışında az bulunan bazı “screentone” türleri ise basılı yüzlerinin kazınmasıyla daha parlak bir renk alırlar. Fiyatı bir A4 kağıdı için 500 yen kadardır. Yeni çıkan manga çizimi ile ilgili kitaplarda "screentone" kullanımıyla ilgili bilgiler verilmekte. 80'lerden beri birçok Shoujo ve Shounen manga bu tekniğe giderek daha da bağlı duruma geldi. "Screentone" yöntemini ilk kullananlar arasında Asamiya Kia, Hagiwara Kazushi, Katsura Masakazu, Kitagawa Shou ve daha birçokları bulunmakta. "Screentone" bazen aslında marka adları olan "Letratone", "Ziptone", "Zip-a-tone", "IC tone" gibi sözlerle de adlandırılıyor.

Seinen Manga : Bu tür manga gençler ya da genç erkekler içindir (Başlığında “Genç” ve “Büyük” sözcüğü içeren bütün manga dergileri seinen-manga dergisidir). Bazı okuyucular 30-40 yaşlarına kadar seinen-mangaları takip etseler de asıl ulaşılmak istenen kitle 18-25 yaş arası erkeklerdir.

Daha genç ve geniş bir takipçi kitlesine hitap eden shounen-manga ile karşılaştırıldığında seinen-mangada daha çok cinsellik ve şiddet, daha az güldürü vardır. Shounen-manga’daki spor ve okul yaşamıyla ilgili öykülerin yerini seinen-manga’da işadamları, üniversite öğrencileri ve okulu bırakanlarla ilgili öyküler almıştır. Dramalar, politik temalar ve şirket hikayeleri çok tutulur. Bununla birlikte az sayıda bilim kurgu, gizem ve fantazi türünden seinen-manga da vardır.

Futabasha’nın dergisi Action ise bir çok önemli seinen-manga içeriğine sahiptir. Kodasha hem Young Magazine'yi hem de “Morning and Afternoon”u satar. Bunlardan birincisi çocuk suçluları anlatan sinirli hikayeleriyle tanınırken diğeri değişik karakterleri ile tanıtır ve sırasıyla otaku ve çalışanlara hitap eder. Günümüzün yetenekli seinen-manga çizerleri Kawaguchi Kaiji, Hirokane Kenshi, Egawa Tatsuya ve Urasawa Naoki, kendilerinden önce gelen seinen-manga artistlerinin izinden gitmektedirler.

Seiyuu : Japonca Seslendirme sanatçısı. Japon seslendirme aktör ve aktristleri için söylenen genel terimdir. Daha çok seslendirilen karakterle birlikte söylenir

Sensei : Bir konuda usta olan kişi. Genellikle "öğretmen" anlamında da kullanılır. Çoğu manga sanatçısı sensei olarak bilinir.

Shoujo Manga : Shoujo-manga, genel olarak 6 ile 18 yaşları arasındaki genç kızlara yönelik manga türü olarak tanımlanır. Ancak bu ayrım için anlatım, çizim, içerik gibi belirli koşullar yoktur. Yayıncı şirketin, bunun kızlar için olduğunu belirtmesi yeterlidir. Elbette kızların okuduğu manga’lar shoujo-manga ile sınırlı değildir, tersine çoğu “Shounen Jump” gibi haftalık shounen-mangaları da okurlar.

Shoujo-manga nın öncüsü Tezuka'nın “Ribon no Kishi" adlı yapıtıdır. 1950’li yılların ortalarında bir kız dergisinde yayınlanmış, diger çizerleri de kız okuyucular için çizmeye yöneltmiştir. Bu akımdan etkilenen çizerlerin çoğu da kadın oldukları için okurlarını erkek çizerlerden daha iyi tanıdıklarına inanıp shoujo-manga’nın hızlı gelişimini sağlamışlardır. O zamanın en ünlü shoujo-manga çizerleri; Ikeda Ryouko, Hagio Moto ve Ooshima Yumiko’dur. Günümüzde bir çok başarılı kadın manga çizeri vardır; hatta shoujo-manga çizerlerinin çoğu kadındır. Bunun yanında Wada Shinji gibi erkek shoujo-manga çizerleri ve Takahashi Rumiko gibi kadın shounen-manga çizerlerini da unutmamak gerekir.
Shoujo-manga en az diğer manga türleri kadar çeşitlidir. Tam olarak belirlemek zor olsa da resmi oranlara göre yüzde 15 ve yüzde 35 arası değişen büyük bir pazar payı vardır. Shoujo-manganın çok çeşitli olması, belirliyici özelliklerini sınırlandırmayı zorlaştırır. Aşağıdaki kurallara uymayan pek çoğu olsa da, genel bir shoujo-manga tanımı şöyle yapılabilir:

* Kavga-dövüşten çok duyguları vurgular.
* Gerçekçi, sıralı anlatım az kullanılır, izlenimciliğe ve kurguya daha çok yer verilir.
* Ağır bir anlatım kullanılmadığı sürece “çirkinlik”e seyrek rastlanır.
* Giysilerin ayrıntılarına hatırı sayılır bir önem verilir.
* Okurları bu tür mangaya daha az bağlı oldukları için az bir kısmı animeye çevrilir.

Shoujo-manga hakkındaki sık rastlanan yanlış bir kanı, konuların aşk öyküleri ile sınırlı olması, kimi konulara ise asla dokunulmamasıdır. Gerçekten aşk öyküleri yaygındır, ancak bunlar düşsel, bilim-kurgu, gerilim ve korku türlerini içeren geniş Shoujo-manga geleneğinin yalnızca bir parçasıdır. Bazı shoujo-mangaları romantik ya da duygusal öğeler içermez, hatta bazılar erkek takipçileri amaçlayan diğer yapıtlar kadar açık ve temel içgüdülere yönelik olabilir. Korku mangası pazarında shoujo-mangalar egemendir.

Diğer bir yanlış kanının tersine, Sailor Moon, Magic Knight Rayearth, Akazukin Chacha ve Wedding Peach gibi erken gençlik dönemine yönelik mangalar, tipik shoujo-manga’lar değil, sevimliliklerinden dolayı erkek otakular arasında da okunan, istisnai başlıklardır.
Shoujo-manga okuyucuları arasında shounen-mangadan sıkılmış erkeklerden oluşan küçük bir kesim de vardır. Eskiden erkeklerin bu tür mangaları okumaları yumuşaklık göstergesi olarak düşünülmüş olsa da, artık Wings, South gibi iki cinse de yönelik dergiler ve CLAMP, Kouga Yun gibi hem kızlara hem erkeklere yönelik çizerlerin artmış olmasıyla bugün durum daha farklıdır. Birkaç önemli shoujo-manga dergisi şunlardır: Nakayoshi, Ribbon (altıncı sınıf altı için), Lala, Hana to Yume (gençler için), Susperia (korku), Wings (kızlar ve erkekler için), Margaret.

Shoujo-ai : Başrolde kadın karakterlerin olduğu romantik aşk hikayesi; cinsel içerikli olsa bile, bariz şekilde ifade edilmez.

Shounen Manga : Ülke çapında çok satılmaya başlayan ve "telefon rehberi" biçiminde basılan ilk mangalar shounen kitlesine yönelikti. Bugün shounen manga hala en büyük pazar payına sahiptir. Çoğu shounen dergisi haftalık "telefon rehberleri" biçiminde satılır. Bazı yetişkinler ve genç kızlar da sadık shounen manga okuyucularıdırlar.

Özellikleriyle birlikte bazı önemli shounen mangalar Shounen Jump (herkes okuyabilir), Shounen Sunday (kent içinde yaşayanlara göre), Shounen Magazine (spor ağırlıklı, ayrıca Japonya'da en uzun süredir basımı yapılan manga dergisi), Shounen Champion (maçolara göre) ve Shounen Captain'dır (otakular için). Bunlardan en çok satanı Shounen Jump'tır. Her hafta yaklaşık yedi milyon insan tarafından okunan 450 sayfa haftalık dergi Japonya'nın en çok okunan mangası olmuştur. Günümüzde Shounen Jump'ın en yeni Japonca sayıları dünyanın dört bir yanındaki Çin mahallelerinde bile bulunabilir. Shounen Jump'ın başarısı aksiyon, dram ve heyecanı bağımlılık yapan uzun dizilerde birleştirebilmesinin sonucudur. Bütün mangaları üç önemli bileşeni içerir "doryoku, yuujou, shouri" (“çaba”, “dostluk”, “galibiyet”). Bu yöntem bazı diğer dergilerce de denenmiş, ama başarısız olmuştur. Bu yöntemi aşırıya kaçıranlar da olmuştur. Shounen Jump’ın mangaları çok uzatmak ve en çetin manga-ka’ların bile yaratıcılık ve özgürlüklerini tüketmekte kötü bir ünü vardır. Shounen Jump öncü konumunu yıllardır korumuş olsa da pazardaki payı son zamanlarda düşmeye başlamıştır.

Shounen-ai : Başrolde erkek karakterlerin olduğu romantik aşk hikayesi; cinsel içerikli olsa bile, bariz şekilde ifade edilmez.

Super-Deforme - Chibi : Kahramanların boyları kısaltılarak ve yüz hatları basitleştirilerek çocukça bir görüntü kazandırıldıkları karikatür sanatı. Ayrıca “SD” ya da “Deforme”.

-T-

Tachiyomi : Ayakta okumak. Birçok kitapçı tachiyomiye kaş çatar ve müşterilerin beleş okumalarını durdurmak için önlemler alır. Sık sık tachiyomiyi yasaklayan -otakuların itinayla görmezden geldiği- yazılar vardır. Artık birçok kitapçı mallarını naylon poşette saklamaktadır.

Tankoubon : Mangalar bir dergide dizi olarak yayınlandıktan sonra tankoubon biçiminde satılır; her tankoubon 5 ila 11 sayı içerir. Çoğu manga tankoubon siyah-beyaz, 200 sayfalık ucuz baskıdır ve 400 yen dolayında bir fiyattan satılırlar. Çoğunun sayfa boyutları metrik ölçülere göredir.

Bazı türleri şöyledir:

Aizou-ban (özel karton kapaklı, saklamak için): 300-1200 sayfalık olur, fiyatı 600-2000 yen arasındadır.

Anime-ban (renkli anime çizgi romanları): Normal tankoubon boyunda ama iki kat pahalıdır.

Kaizoku-ban (korsan veya kaçak çizgiromanlar): Az çok orijinali gibidir.

Wide-ban, gouka-ban (büyük basım): Yaklaşık 400-1200 sayfalık olur, fiyatı 400-1200 yen civarındadır. Sayfalar orjinal basımdan daha büyük olabilir. (Genelde aizou-ban ile aynı anlamda kullanılır)

Dergiler, özellikle çok sayıda basılanlar, üretim giderlerini ancak çıkarırken, tankoubon satışları kazancının büyük bölümünü sağlar. Dergilerde ara sıra çıkan renkli sayfalar ve kısa öyküler de zaman zaman tankoubonlarda yer alırlar.

“comics” (“komikkusu”) deyimi tankoubon ile eşanlamlı olarak kullanılır ve genelde batı çizgi romanlarını tanımlamakta kullanılmaz.

-U-

Ukiyo-e : Edo dönemi Japonya’sındaki yaşamı betimleyen resimlerdir. “Uçuşan dünya” başta yaşamın geçici doğasını anlatan bir budist terimdi, ama sonraları hazcı, anı yaşama saplantısı anlamına gelmeye başlamıştır. Bu yüzden ukiyo-e yaşamın geçici zevklerinin resimleridir.
Moronobu Hishikawa ilk ukiyo-e’yi 1670’de tahta kalıpla tek renk baskıyı bulduktan sonra yaptı. (Moronobu ayrıca ürettiği 150 resimli kitapla da bilinir.) Basım yöntemlerinin daha da gelişmesiyle bu tür baskılar 18. yüzyılın ortalarında çok tutulur oldular. Pazar doydukça kalite düşüş gösterdi; ancak 19. yüzyılda Katsushika Hokusai ve Ando Hiroshige ukiyo-e’yi canlı ve değişken yaklaşımlarıyla canlandırdılar. Meiji döneminde ara sıra Avrupa’ya gönderilen malların kaplama kağıdının üzerinde de olan ukiyo-e, Manet, Degas ve Van Gogh gibi empresyonistlerin dikkatini çekmiştir.

Günümüzde ukiyo-e, Japonyadan çok Batıda beğenilmektedir. Ancak Muro Suehiro gibi bazı manga sanatçıları çalışmalarında güçlü bir ukiyo-e duyarlılığı sergilerler. Birçok anaakım mangada ukiyo-e özellikleri görülebilir, ancak bu doğrudan etkilenmeden çok kültürel yayılmadan kaynaklanır.

-Y-

Yaoi : Başrolde erkek karakterlerin olduğu romantik aşk hikayesi; fakat shounen-ainin tersine cinsel içerik olursa bariz şekilde gösterilir. Yaoi manganın özelliği çoğunlukla iyi bilinen öykülerdeki erkek kahramanların eşcinsel aşkını anlatmasıdır. Ayrıca “shounenai” (“oğlan aşkı”) veya “shotacom” (“lolicom”’un tersi) olarak bilinir.

Yaoi az çok June dergisi ile, 80’lerin başında başladı. (Kesin konuşmak gerekirse, June bir 'tanbi-kei' dergisidir.) Bugün birkaç tane yaoi manga dergisi vardır; ancak basılmış yaoilerin büyük çoğunluğunu hala doujinshiler oluşturmaktadır. Shounen futbol mangası Kaptan Tsubasa’nın doujinshilerinin yaoinin büyümesinde büyük ölçüde pay sahibi olduğuna inanılmaktadır. Sonuçta Comiket’ten bir yöneticiye göre yaoi doujinshilerinin doyum noktasına ulaştığı düşünülse de, Comiket yaoi doujinshileriyle dolmuştur. Ana akım yayıncılar gekiga-konulu hanım çizgiromanlarının satışındaki düşüşü kapatmak için giderek yaoi antolojilerine yönelmektedir.

Yon-koma : Kısa bir manga veya başka deyişle “şaka dizisi”, çoğunlukla dört karedir. 4-koma mangalara gazetelerde ve çoğu manga dergisinde rastlanır. Kareler dikey sıralanır ve sayfanın altında biter. 4-koma mangaların konuları tipik olarak gayriciddi ve oldukça sitilizedir; ancak batılı benzerleri gibi ciddi konular da içerebilir. 4-koma manga sitilindeki birçok bileşen tam sayfa mangalarda yer almıştır.

70’lerin sonlarında Ishii Hisaichi 4-koma mangaya getirdiği ve kısa zamanda standart olan alternatif yaklaşımıyla dikkat çekti. Diğer önemli 4-koma manga sanatçıları Aihara Kouji, Akizuki Risu, Asakura Sekaiichi, Hori Nobuyuki. Igarashi Mikio, Kikuni Masahiko, Nankin, Saibara Rieko, Togashi Yasutaka, Yaku Mitsuru, and Yoshida Sensha’dır. Aylık 4-koma dergileri vardır. (ör. Manga Club) Sevilen 4-koma mangaların animeye çevrildikleri de olur. (ör. Shonen Ashibe).

Yuri : Başrolde kadın karakterlerin olduğu romantik aşk hikayesi; fakat shounen-ainin tersine cinsel çerik olursa bariz şekilde gösterilir. Yaoi gibi sık sık eşcinsel ilişkiler anlatılır.

Kaynak :

anime.gen.tr
manga.gen.tr
Sanat Dünyamız Dergisi Sayı : 105

Basilisk İnceleme

Favori Karakterlerim:Gennosuke,Kagerou
Tür:Aksiyon,Dövüş,Doğaüstü Güçler
Bölüm Sayısı:24
Not:10/9


Basilisk Mtv sayesinde Türkiye'de de yayınlanmış bir animedir.Çok da eski bir yapım olmamasına karşın birçok animesever tarafından bilinir ve izlenmiştir.Serinin çok uzatılmaması ve 24 bölümde bitirilmesi serinin artı yönlerinden biridir bence.

Basilisk animesinin konusu kan davası gibi bir şeydir aslında.İki klan arasında yıllardan beri süregelen savaşın bir bölümünü izlememize imkan sunuyor anime.Kouga ve Iga klanları yıllardan beri savaş içindedirler ve her iki tarafta bu kanlı savaşta sayısız kayıp vermiştir ancak yinede onlar birbirlerinden ölesiye nefret etmektedirler.Ancak bu savaş durumu Hattori Hanzo adlı yönetici tarafından sona erdirilmiş ve bu iki klan deyim yerindeyse zorla birbirlerine dost edilmişlerdir.Kouga klanının varisi Gennosuke ve Iga klanının varisi Oboro birbirlerine aşıklardır ve kısa zaman içinde de evlenmeyi düşünmektedirler.Durum böyle olunca iki klan arasında ister istemez konuşmalar-görüşmeler olmaktadır ancak içten içe her iki klan üyeleride birbirlerine nefret duymaktadırlar.Çünkü görüştükleri kişiler onların en yakınlarını öldürenlerdendir aslında...

Gennosuke ve Oboro ise birbirlerini gerçekten sevmektedirler ve bu savaşa artık son vermek istemektediler ancak olaylar onların istedikleri yönde gelişmez.Shogun varisi belirlenmesi adına bu iki klan arasındaki savaş tekrar alevlenmiştir.Bir kuşun bacağına bağlanan bildirge ile klanlara haber verilmek istenir ancak bu kuşu iki klandan biri önce bulur ve diğer klanın savaşın başladığından haberi dahi olmadan onları öldürmeye başlarlar. Bu savaşın tekrar başlamasını istemeyen Gennosuke ve Oboro ise çaresiz bir biçimde savaşa dahil olmuşlardır bile.Gönderilen parşomende her iki klandan 10 savaşçının ismi yazılıdır ve bu klanlardan biri kaybedene kadar savaş durmayacaktır.Animenin tüm bölümlerinin açılışında son olarak "Sevenler Ölecek" yazar.Peki Gennosuke ve Oboro bu savaşı büyümeden durdurabileceklermidir yoksa bu savaşın bir parçasımı olacaklardır?

Basilisk animesinin bir de "Shinobi" adında live-action filmi vardır ki aman uzak durunuz derim ben.Film animeden farklılıklar içeriyor ve karakter tasarımları animeyle hiç alakası yok gibi.Tiplerin hiçbiri animedeki tiplere benzemiyor.Animenin üstüne filmini izlerseniz birçoğunuzun beğenmeyeceğini garanti edebilirim.Ama sonuçta merak tabi ben kötü olduğunu bilsemde yine izlerdim:)

Basilisk'in hem anime serisini izlemiş hemde manga serisini okumuş biri olarak bu animeyi herkese tavsiye ederim.Beni çok etkileyen bir anime oldu ve içinde birçok duyguyu barındıran bir animedir.Sonlara doğru yaklaştıkça heyecan iyice artmaktadır ve durgun geçen tek bölüm dahi yoktur,hep aynı kalitede bölümler olup başladıktan sonra bırakması zor bir animedir.Manga serisi ve anime serisi birbirinin tamamen aynısıdır yani mangadan animeye uyarlanırken konuya tamamen uygun uyarlanmıştır bu da animenin güzel olmasını sağlayan başka bir etkendir.Bu şaheseri herkesin izlemesini isterim.

9 Ocak 2011 Pazar

Beyblade V-Force İnceleme

Favori Karakterlerim:Rei
Tür:Macera,Komedi,Bilim Kurgu
Bölüm Sayısı:51
Not:10/6


Beyblade V-Force beyblade serisinin ikinci sezonudur ve aynı karakterlerin ilk sezondaki dünya şampiyonasından sonraki hayatlarını anlatır.İlk sezondaki dünya şampiyonasından sonra japon beyblade takımı ayrılmıştır ve hepsi farklı bölgelerde hayatlarına devam etmektedirler ancak bu durum çok uzun sürmez.Dünya şampiyonasındaki performansları dolayısıyla japon beyblade takımı oyuncuları herkesimden birçok kişinin ilgisini çekmiştir.Kimi kesim onlara hayranlık duyarken kimi kesim ise farklı planlar peşindedir.Başka bir beyblade takımının japon beyblade takımının kutsal canavarlarını onlardan almak istemeleri sonucu kahramanlarımızın yolları birkez daha kesişir.Güçlerini birleştirerek kutsal canavarlarını korumaya başlarlar.Daha sonra düzenlenen yeni turnuvalara katılan japon beyblade takımının başından farklı maceralar geçecektir.

Bu ikinci sezonda alıştığımız başkarakterlere ek olarak bir kız karakter ekleniyor.Hilary Tachibana isimli karakterin seriye eklenmesi bence seriye güzel bir ekleme oldu.Bazı durumlarda bayan karakterlerin tepkileri erkeklerden tamamen farklı olduğundan dolayı bu ekleme bence serinin izlenebilirliğini arttırdı.Bu ikinci serideki çizimlerde ilk seriden çok farklı ve bence ilk seri çizimleri çok daha kaliteliydi.Beyblade V-Force aslında ilk serinin yani Beyblade'in devamı olmasına rağmen karakterler daha küçük ve minyon tipli çizilmişler ve bence bu hiç hoş olmamış.Bu seri bana göre ilk seriden çok daha aşağı bir seviyede ve ilk serinin üstüne çokta fazla bir şey konduğu söylenemez ama yine de vakit geçirmek için izlenebilir bir anime.

8 Ocak 2011 Cumartesi

Beyblade İnceleme

Favori Karakterlerim:Rei
Tür:Macera,Komedi,Bilim Kurgu
Bölüm Sayısı:51
Not:10/7


Beyblade serisi de Türkiye'de yayınlanan ender animeler arasındadır.Başkarakterimiz Kinomiya Takao dedesi tarafından dövüş sanatları üzerinde eğitim gören biridir ancak onun asıl istediği bir beybladeci olmaktır.Japonya'da düzenlenen bir beyblade turnuvası olduğunu öğrenince heyecanla bu turnuvaya katılmak ister.Mahalle arasında yaptığı beyblade savaşlarıyla kendini geliştirmeyen çalışan Takao bir gün kendisine rakip olabilecek biriyle tanışır.Kai Hiwatari...

Japonya'da düzenlenen turnuvaya katılan yarışmacalardan yarıfinale çıkan isimler; Takao,Kai,Max ve Rei'dir.Yarıfinal maçlarından sonra finalde Takao ve Kai karşı karşıya gelirler.Şampiyona sona erdikten sonra bu yarıfinale kalan dört yarışmacının birleşerek Japon Beyblade takımını oluşturacakları bildirilir.Bundan sonra japon beyblade takımı asya turnuvası ve dünya şampiyonasına katılmak için hazırlıklarına başlar.

Japon takımının bu dört üyesinin de kutsal canavar diye adlandırılan ve beybladelerini daha güçlü yapan mistik yaratıkları vardır.Beyblade ve sahibinin arasındaki kuvvetli bağ ile beyblade savaşı sırasında zor durumlarda bu kutsal canavarlar ortaya çıkarlar ve savaşa dahil olurlar.Takao'nun Dragoon,Kai'nin Dranzer,Rei'nin White Tiger ve Max'ın Draciel adında kutsal canavarları vardır.Dragoon mavi bir ejderhadır,Dranzer ankakuşudur,Draciel bir kaplumbağadır ve White Tiger bir kaplandır.Kutsal canavar ve beyblade sahibi arasındaki bağ ne kadar güçlü olursa beyblade o kadar güçlü olur.

Beyblade'in bu ilk sezonu gerçekten de sürükleyici bir içeriğe sahip.Her ne kadar beyblade ya da türkçe adıyla bu topaç oyununa pek ısınamasamda animenin bu serisi hoşuma gitmiştir.Serideki başkarakterlerden dördünün de farklı bir yapıya sahip olmaları ve davranışlarının birbirlerinden tamamen farklı olması seriyi güzel yapan başka bir yandır.Takao'nun sadece mahalleden arkadaşı Bilgiç ile çıktığı bu beyblade macerasında edindiği güzel arkadaşlıklar ve yaptığı mücadeleler bence izlemeye değer.

7 Ocak 2011 Cuma

Darker Than Black İnceleme

Favori Karakterlerim:Hei
Tür:Fantastik,Drama,Aksiyon
Bölüm Sayısı:25+12+4 OVA
Not:10/7


Ne yalan söyleyeyim bu animeyi izlemeye başlama sebebim isminin hoşuma gitmesidir.Ancak içeriğini ismi kadar sevdiğimi söyleyemeyeceğim.Darker Than Black serisi iki sezondan oluşuyor.Birinci sezon "Kuru no Keiyakusha" ikinci sezon ise "Ryuu sei no Gemini" adı altında yayınlandı.

Tokyo'da mistik bir biçimde ortaya çıkan Hell's Gate (Cehennem Kapısı) sonucunda bazı özel güçlere sahip insanlar oluşmuştur.Bunlara "contractor" denilmektedir.Ancak türkçe altyazı yapan gruplar bu "contractor" kelimesini türkçeye hiçbir anlamı olmayan ve animeye uygun düşmeyen bir biçimde "yüklenici" olarak çevirmişler.Bence tam çevirisi yapılmalıydı yani "sözleşmeci" denilmeliydi.Çünkü bu contractor-yüklenici-sözleşmeci artık her ne derseniz,güçlerini her kullandıklarında bir bedel ödemek zorundalar.Nasıl sözleşmede karşılıklı maddeler kabul edilir ve taraflar sorumlu oluyorsa,animede de yükleniciler (bana göre sözleşmeciler) kullandıkları özel güç sonunda bir takım bedeller ödemek zorunda kalıyorlar.Her yüklenici farklı şekilde bedellerini ödüyor.Örneğin; kendi saçını yolmak,bulmaca çözmek,sigara içmek...

Hei,Yin,Mao ve Huang "Sendika" ismi altındaki gizli bir örgüt için çalışan üyelerdir.Hei,Yin ve Mao birer yüklenicidir.Hei elektriği dilediği gibi kontrol edebilir,Yin bir çeşit medyumdur ve Mao hayvanların şekline girebilir ve o bedenlerdeyken konuşabilir.Huang ise sendika ile direk görüşerek aldığı emirleri diğer takım arkadaşlarına bildirir,yüklenici değildir.Hei'nin kimliğini gizlemek için taktığı maske de seriye güzel bir hava katmıştır.İlk sezon bu karakterlerin ön planda olduğu bir sezon ve görevleride Cehennem Kapısının gizemini çözmek.Ancak ilerleyen bölümlerde diğer yüklenicilerinde ortaya çıkmasıyla ve Hei'nin geçmişinin yavaş yavaş aydınlanmasıyla olaylar daha da karmaşık bir hale geliyor.


İkinci sezonda ise ilk sezon finalindeki malum olaydan sonra Hei iyice kendini dağıtmış,alkola başlamış bir karakter olarak karşımıza çıkıyor.Bu ikinci sezona başlamadan önce neler olup bittiğini anlamak için yayınlanan 4 OVA'yı izlemeniz gerekiyor.Bu OVA'ları izledikten sonra ikinci sezona başlamanızı tavsiye ederim.İkinci sezonda ise başkarakterimiz Hei başka bir karışık işe dahil oluyor ve küçük bir rus kızı olan Suō Pavlichenko ile yeni bir maceraya başlıyor.

İlk sezonunu biraz sıkıcı bulduğum serinin ikinci sezonu daha çok hoşuma gitti.İlk sezondaki yüklenicilerin güçlerini çok sık kullanmaması ve bölümlerin durgun geçmesi nedeniyle ilk sezonu çokta bağlayıcı bulmuyorum ayrıca konuda çok ağır aksak ilerliyor.Bunun aksine ikinci sezonda olaylar daha hareketli ve hızlı gelişiyor.Kuvvetle ihtimal üçüncü sezonuda gelecektir.Sonuç olarak biraz karmaşık ve ağır bir konuya sahip bir anime olmasına rağmen ayırdığınız vakite çokta pişman olacağınızı sanmıyorum.

6 Ocak 2011 Perşembe

Sekirei (Pure Engagement) İnceleme

Favori Karakterlerim:BeniTsubasa,Tsukiumi
Tür:Aksiyon,Ecchi,Komedi
Bölüm Sayısı:12+13+1 OVA
Not:10/7

Sekirei toplamda 25 bölümden oluşuyor ve iki sezon halinde yayınlandı.İlk sezon 12 bölüm ikinci sezonda (ikinci sezonun adı Sekirei Pure Engagement) 13 bölümdür.Nedeni olmayan bir şekilde beliren bir ada üzerine araştırma yapmaya giden bir erkek bir de kız öğrenci 108 farklı yeni yaşam formuna rastlarlar.Bunların hayatlarına başlamasıyla beraber Sekirei projesine de başlanmış olunur.Hiroto Minaka adında ki kaçık adamın MBI adlı şirketi kurup yönetmesi sonucu 6 farklı aşamadan oluşan Sekirei Projesinin ilk aşaması başlar.Sekireiler "Ashikabi" diye adlandırılan ve kendilerini kanatlandırıp daha güçlü olmalarını sağlayabilen kişileri aramaya başlarlar.

Minato Sahashi üniversite sınavlarında birtürlü başarılı olamayan ve başıboş aylak bir çocuktur.Kendi kendine böyle giderse bir kız arkadaş bile bulamayacağından yakınan Minato'nun başına talih kuşu konar :) Çünkü gökten başına kız düşer.Ancak bu kız normal bir kız değildir,bir sekireidir.88 numaralı Sekirei Musubi ile tanışmasından kısa bir süre sonra onun Ashikabisi olan Minato da artık Sekirei Projesinin bir parçasıdır.Sekireilerin birbirleriyle savaşıp taa ki tek bir sekirei kalana dek sürecek bu projenin kurallarını ve yönetimini Hiroto Minaka üstlenmiştir.Hayatta kalan son sekirei ashikabisi ile birlikte yaşayabilecektir.

Ashikabiler birden fazla sekireiye sahip olabilirler nitekim başkarakter Minato en çok sekireisi olan ashikabidir.Minato gibi diğer ashikabilerinde ortaya çıkmasıyla savaş iyice kızışır.Sekirei Projesinden galip ayrılan kim olacaktır?

Konu olarak bana Fate Stay Night'ı hatırlattı biraz ve bence bu tip konular artık çok klişe olduğundan yapım bende çokta iyi bir izlenim bırakmadı.İki sezona bölünmüş yapımın sezon finalleri ve sezon finallerinden önceki 2-3 bölümün dışında diğer bölümlerde doğru düzgün bir aksiyon sözkonusu değil.Diğer bölümler bölüm olsun diye çekilmiş gibi sanki.Örneğin Minato'nun sekireilerinin alışverişe gidip hangisi önce gelirse onun akşam yemeğinde Minato'nun yanında oturma hakkını kazanma yarışması olayı...Bu yarışma üç dört bölümde bir tekrar tekrar gösterilmeye başlayınca biraz can sıkıyor.

Seri iki sezondan oluşuyor ancak bu sezonlar seriyi sonlandırmıyor.Mangası hala devam eden yapımın üçüncü sezonun gelmesi kesin gibi bir şey çünkü ikinci sezonun sonunda devam edecek diye not düşmüşler.İkinci sezon finalinde olayları sonlandırabilirlerdi ancak seriyi uzatmayı tercih etmişler.Bana kalsa ikinci sezonda bitirmelilerdi çünkü ellerindeki konu çokta sağlam bir konu değil.

School Days İnceleme

Favori Karakterlerim:Sekai
Tür:Drama,Romantizm,Okul,Ecchi
Bölüm Sayısı:12 + 2 OAV
Not:10/8

School Days benim üniversiteye başlamadan önce izlediğim son animeydi.Bu animeyi izleyip üniversiteye başlamıştım,hey gidi günler..:)

Itou Makoto,her hafta otobüsle okula giderken otobüste gördüğü bir kıza aşık olmuştur.Aynı okula gittiklerini biliyordur ama onla tek kelime dahi konuşmamıştır.Otobüste ona kaçamak bakışlar atıyordur ama kızın ondan yana baktığını farkedince utanıp başka yerlere bakıyordur.Makoto'nun bu sıkıntısına Sekai adlı bir kız son verecektir.Sekai ile sınıfta sıra arkadaşı olarak tanışan Makoto,Sekai'nin de yardımlarıyla aşık olduğu kız yani Kotonoha ile tanışma fırsatı bulur.Katsura Kotonoha da Makoto'ya ilgi duyuyordur,tıpkı Makoto gibi o da her sabah okula giderken ona bakıyordur aslında...

Bu şekilde tam bir okul animesi olarak başlayan yapım devamında okul animesi olmaktan tamamen çıkıyor.Makoto karakterini ilk bölümde çok sevmiştim ama bölümler ilerledikçe kendisinden nefret etmeye hatta iğrenmeye başladım.Olaylar hiç aklıma gelmeyecek şekilde rayından saptı.İlk bölümün son sahnesi beni bu animede ilk şok eden yer oldu ama bu ilk daha başlangıçtı.Özellikle son iki bölümü çok büyük bir heyecanla izledim ve anime bitip son yazılar yazdıktan sonra bile 1-2 dakika ekrana bakıp,"What the hell just happened!??" yani "Ne oldu şimdi be!??" diye düşünmeden edemedim :)

Animenin özellikle kapanış müzikleri harika.Üniversite birinci sınıfta uzun süre School Days albümünü dinledim hala da zaman zaman açar dinlerim.Bu yüzden kesinlikle kapanış müziklerini dinlemeden diğer bölüme geçmeyin.School Days'in bir de visual noveli (görsel roman) var.Bu visual novelde 21 farklı son bulunuyor ama malesef ingilizce sürümü şu anda yok.Ancak bir grup oyunu japoncadan ingilizceye çeviriyor,ne zaman tamamlanacağı hakkında ise herhangi bir bilgim yok.