Adsense

15 Kasım 2013 Cuma

Max Payne 3 İnceleme

Tür:Üçüncü Şahıs Nişancı
Platform:Xbox360,PS3,PC
Grafik:100/87
Ses:100/87
Oynanış:100/89
Yapım:Rockstar Vancouver
GENEL:100/88

2012 yılında piyasaya sürülen efsane oyun serisinin üçüncü halkası olan Max Payne 3 ile yine aksiyon dozajı oldukça yüksek ve akıcı bir hikayeye tanık oluyoruz. Max Payne oyunlarının benim için yeri ayrıdır çünkü Max Payne 2 oyunu benim kendi bilgisayarımda oynadığım ilk bilgisayar oyunudur. Serinin ilk oyununu oynamam ise bir kaç yıl sonra olmuştu ancak özellikle ikinci oyunu sayısız kez bitirdiğimi söyleyebilirim.

2003 yılında çıkan serinin ikinci oyunu Fall of Max Payne'in üzerinden 9 yıl geçtikten sonra nihayet yeni bir Max Payne oyunu çıkarıldı. Serinin sıkı bir hayranı olduğumdan bu oyunu dörtgözle bekliyordum ancak oyundan paylaşılan resimler sanki başka bir oyundanmışcasına farklıydı. Max kel olmuştu ve ormanlarda felan dolaşıyordu. Bu durum Max Payne serisine bir hakaret gibi gözüksede oyunun çıkmasıyla beraber Max'in neden kafasını kazıdığını ve ormanımsı alanlarda dolaştığını öğrenmiş olduk. Max, ikinci oyundaki olaylardan sonra kendini toparlayamamış hem ailesini kaybetmenin üzüntüsü hem de hayatındaki boşluk yüzünden kendini içkiye vermiş sefil bir halde karşımıza çıkıyor üçüncü oyunda. Brezilya'da zengin bir ailenin koruması olarak görev yapan Max eski polis Max'ten çok uzak bir görüntü çiziyor. Tamam Max hiçbir zaman mutlu değildi her zaman karamsardı ve yaşadıkları onu bu şekilde olmaya itmişti ancak bu oyunda Max gerçekten bitmiş durumda. Yani ikinci oyunun adı olan "Max Payne'in Düşüşü" başlığı bu oyunda tam anlamıyla tamamlanmış diyebilirim. Max'in polis akademisinden arkadaşı Passos'un aracılığıyla başladığı bu bodyguard görevi onu hiçte tahmin etmediği olaylar silsilesine çekmeye başlıyor ve Max bir anda kendini kirli paralar,kanlı hesaplaşmalar ve mafya örgütlerinin arasında buluyor. Max'in koruduğu zengin aile üyeleri kaçırılarak birer birer öldürülmeye başlıyor ve Max bir kez daha başarısızlık duygusunu yaşıyor. Bunun üzerine hayatına çekidüzen vermeye karar vererek ilk olarak eski Max'i yokediyor ve kafasını dazlak yapıyor. Daha sonra zengin ailenin kalan son iki üyesini kurtarmak için yola çıkıyor. Max bu koşuşturma sırasında tüm bu olanların basit bir fidye ya da para işi olmadığını anlıyor. İşin içinde organ mafyasının olduğunu öğrenmesiyle nefreti bir kat daha artıyor. Öncelikle korumakla yükümlü olduğu ailenin kalan tek sağ üyesini kurtarıyor ve daha sonra tüm bu olayların planlayıcısı, başından beri yanında olan düşmanını Brezilya'dan kaçmak üzereyken uçakta yakalıyor ve adalete teslim ediyor. Max bir kez daha günü kurtarıyor ve bu yorucu maceradan sonra dinlenmeye çekiliyor.

Max Payne 3 oyununun grafikleri aradan geçen 9 yıl sebebiyle oldukça gelişim göstermiş olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca siper almanın oyuna eklenmesi oynanış açısından oyuncuya kolaylık sunmuş. Oyunda çok fazla çeşit silah kullanmasakta "bullet time" modu dahada geliştirilerek Max'in çok daha gerçekçi ve karizma bir şekilde düşmanlarını öldürmesini sağlamışlar. Oyunun bazı mekanlarında çalan müzikler gerçekten oyunun havasına çok uygun olmuş. Ayrıca oyun boyunca sık sık aravideo izleme durumu oyuna film havası katmış ve gayet de güzel olmuş. Genel anlamda önceki oyunların görünümünden biraz uzaklaşan farklı bir Max Payne oyunu olarak karşımıza çıkan bu üçüncü oyun, aynı ses aktörününde katkılarıyla sizi 9 yıl aradan sonra tekrar Max Payne oynama keyfini yaşatacak bir oyun olmuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder