Adsense

9 Nisan 2011 Cumartesi

Assassin's Creed İnceleme

Tür:Aksiyon-Macera,Gizlilik
Platform:PC,PS3,XBox360,PSP,DS
Grafik:100/87
Ses:100/85
Oynanış:100/90
Yapım:Ubisoft
GENEL:100/85


Assassin's Creed oyununu son zamanlarda bir hayli duyar olduk.Kısa zamanda üne kavuşan bu serinin ilk oyunu ile bu fantastik dünyaya da giriş yapmış oluyoruz.Kendine has bir oyun olan Assassin's Creed ile suikastçılığın kurallarını öğreniyoruz ve usta bir müslüman suikastçı olan Altaïr ibn La-Ahad'ı yönetiyoruz.

Oyunun konusu gerçekten ilginç tasarlanmış.Oyunda iki oynanabilir karakter var.Bunlardan biri Desmond diğeri ise Altair.İlk olarak kendimizi beyaz bir odada bir yatakta yatıyor olarak buluyoruz.Desmond Miles adlı karakter ve onun üzerinde deneyler yapan iki doktorun konuşmasıyla oyun başlıyor.Bilimadamlarına göre DNA'mızda aslında bizim düşündüğümüzden fazlası var.Bu zamana kadar DNA üzerinde yapılan araştırmalardan farklı olarak bu sefer araştırmaları bir üst seviye çıkartarak Desmond'ın DNA'sından onun ataları hakkında bilgi sahibi olmaya çalışan bilimadamlarını görüyoruz.Yani Desmond sayesinde ortaçağlara kadar giderek gizemli "Piece of Eden" eseri hakkında bilgi sahibi olmaya çalışan bilimadamlarından bahsediyorum.Desmond'ın DNA'sından yola çıkarak 7 farklı hafıza bloğunu araştıran bilimadamlarının piece of eden'i arama sebepleri ise oyunun sonunda anlaşılıyor.Desmond'ın atası olan Altair M.S 1191 yılında Masyaf şehrinin yöneticisi Al Muallim'in en gözde suikastçisidir.Al Muallim'in emri ile piece of eden'i almakla görevlendirilen Altair ve iki suikastçi yoldaşı piece of eden'i almak için yola çıkarlar.Ama bu eserin peşinde olanlar yalnızca kendileri değildir.Eseri almayı başarsalarda Altair'in görev sırasındaki tutumu yüzünden bir arkadaşları hayatını kaybeder.Daha sonra Al Muallim,Altair'in rütbesini düşürür ve ona tekrar eski rütbesini kazanabilmesi için dokuz hedef adam gösterir.Bunların hepsine suikast düzenleyerek öldürmesi gerektiğini söyleyen Al Muallim ancak bu şekilde eski saygınlığını kazanabileceğini söyler.Altair kendisine denileni yapmaya başlar ancak görevine devam ettikçe yaptığı görev hakkında duyduğu şüphelerde artmaya başlar.En son hedefi olan Robert de Sable ile piece of eden'in gerçek sırrını anlayan Altair bunların hesabını sormak üzere Masyaf 'a geri döner...

Oyunda birde müslüman şehri bulunmakta ve burda türkçe konuşmaların yanısıra türk bayrağınıda birçok farklı yerlerde görmeniz mümkün.Oyunda suikastçiliğe dair ne varsa hepsini adım adım yapmamız gerekiyor.Şöyleki bir suikast düzenlemeden önce gerekli bilgileri toplamanız gerekiyor.Örneğin kalabalık bir sokakta gizlice yapılan konuşmaları dinlemek,çok gizli mektupları kapkaç yaparak çalmak,daha fazla bilgi öğrenebilmek için şehirlerde konuşma yapan kişileri ücra köşelerde sıkıştırıp dövmek vs. Benim fikrim oyun gayet güzel olmuş.Oyunun ana teması suikast olmasına rağmen yakalandığınızda çok çetin geçecek kılıç savaşlarınıda yapmak için gerekli yeteneğe sahip olmanız gerekiyor.Oyunun konusuda gayet ilgi çekici ve derin.Sonuç olarak gerek oynanış bakımından gerek konu bakımından güzel bir oyun olmuş,denemenizi tavsiye ederim.

31 Mart 2011 Perşembe

Street Fighter Series İnceleme

 STREET FIGHTER II THE ANIMATED MOVIE
Favori Karakterlerim:Chun-li,Ryu,Ken
Tür:Aksiyon,Dövüş,Süper Güç
Bölüm Sayısı:1 Film
Not:10/7


Bir başka Street Fighter anime filmi incelemesiyle daha karşınızdayım.Bu incelemeyle birlikte tüm street fighter anime filmlerinin incelemesini tamamlamış oluyorum.1994 yapımı olan bu street fighter filmi benim en beğendiğim street fighter anime filmi olarak incelemelerim arasında yer almayı başardı.

Konusu diğer street fighter anime filmlerinden çok fazla farklı olmayan bu filmde de yine Shadowlaw ve Bison'a karşı olan mücadeleye tanık oluyoruz.Filmin hemen başında Cammy bir bakana suikast düzenleyerek öldürüyor.Shadowlaw örgütü devleti kontrol etmek için bazı planlar peşindedir ve bir yandan da dünyanın en iyi dövüşçülerinin bilgilerini bazı özel yapım robotlarla birlikte toplamaktadırlar.Filmde birçok farklı karakterin ikili mücadelesini görmek mümkün ki bu filmi güzel yapan başlıca nedenlerden biri.Örneğin Fei Long VS Ryu,Blanka VS Zangief,Dhalsım VS Honda,Chun-li VS Vega vs. birçok farklı dövüşçüyü görebiliyorsunuz ve en önemliside tıpkı street fighter oyunlarında ki gibi kendilerine has teknikleri kullanıyorlar.Ryu yine herzamanki gibi kendi başına dünyayı dolaşmaktadır ama olaylar döner dolaşır ve yine onu bulur.Bison'un Ken'i kaçırıp beynini yıkaması ve Ken'i Ryu'nun üzerine salmasıyla başka çaresi kalmayan Ryu,Bison'a karşı savaşır.İnterpol adına çalışan Chun-li ve ABD hava kuvvetlerinden Guile'da güçlerini birleştirerek Shadowlaw örgütüne karşı atağa geçerler.Ancak Bison'un adamları başta Vega,Balrog ve Sagat,Shadowlaw örgütü adına Bison'dan aldıkları emirler doğrultusunda bu karşı atağı önceden belirlerler ve ilk harekete geçen taraf olurlar.

Çizimleri kesinlikle çok başarılı buldum, her karakter tıpkı oyundaki hallerine benzetilmiş ve karakterlerin kendilerine has teknikleri kullanmaları gerçekten de bir street fighter animesi izlediğinizin farkına varmanıza yardımcı oluyor.Finaldeki kapışma ve Chun-li VS Vega dövüşleri benim favori dövüşlerim.Açık ara en iyi street fighter anime filmi olmasına rağmen zaman zaman düşen tempo izleyiciyi sıkabilir.Ama genel olarak geçer not aldı benden.

STREET FIGHTER II VICTORY
Favori Karakterlerim:Chun-li,Ryu,Ken
Tür:Aksiyon,Dövüş,Süper Güç,Macera
Bölüm Sayısı:29
Not:10/6

Efsane oyun Street Fighter'ın yayınlanan tek anime serisi olan Street Fighter II Victory animesi tahmin edebileceğiniz  gibi Street Fighter oyununun çok tutması üzerine animeleştirilmiş bir seridir.1995 yılında yayınlanan bu anime serisi ilk ve tek Street Fighter anime serisidir.Oyundaki karakterlerin bir kısmını bu seride görebilirsiniz ancak malesef çizim kalitesi vasat bir durumda.Özellikle anakarakter Ryu hiç oyundaki haline
benzememiş.Ryu'nun saçları dik ve Ken'in saçlarıda kahverengi renkte...

Ryu ve Ken'in gençlik yıllarını konu alan animede başkarakterlerimiz Ryu ve Ken 17 yaşındalar,diğer başkarakter Chun-li ise henüz 15 yaşında.Ryu'nun Ken'den aldığı mektupla başlayan animede Ryu,Ken'in yanına Amerika'ya gidiyor.Ken Masters,çok varlıklı bir ailenin çocuğu ve ultramilyoner biri diyebiliriz.Ryu ise Ken'in aksine hiç bir malvarlığı olmayan biri ama bu onların birbirlerinin en iyi arkadaşı oldukları gerçeğini değiştirmiyor.Ken aşırı zengin olmasına rağmen oldukça mütevazi bir kişiliği var.Ken ve Ryu'nun dövüş teknikleri birbirlerinin aynısı ve uzun süre beraber uzakdoğu dövüş sanatlarına çalışmışlar.İlk bölümde Amerikan Hava Kuvvetlerinin bulunduğu bir barda kavgaya karışan Ken ve Ryu,bu askerleri birgüzel pataklıyorlar ancak daha sonra Guile'ın ortama gelmesiyle gerçek bir rakiple karşılaşıyorlar.Guile birebir dövüşte Ryu'yu çok fena dövüyor ve ertesi gün Ken,Guile'ı buluyor ve ona meydan okuyor.Ken'de Guile'a karşı kaybediyor ve bu andan sonra Ken ve Ryu tüm dünyayı dolaşıp en iyi dövüşçülere karşı dövüşüp tekniklerini arttırmak için dünya turuna çıkmaya karar veriyorlar.İlk gittikleri yer olan Hong-Kong'da turist rehberi olan Chun-li tanışıyorlar ve kısa sürede çok iyi arkadaş oluyorlar.Seri boyunca Guile,Sagat,Dhalsım,Vega,Bison,Balrog,Zangief,Fei Long,Cammy ve arkaplanda Akuma'yı görebilirsiniz.

Sürükleyici başlayan anime malesef ilerleyen bölümlerde temposunu kaybediyor.Ryu'nun hadou-ken tekniğini çalıştığı sahneler tam bir işkence ve bu işkence çok uzun bir süre devam ediyor.Seride en karizmatik karakter olarak Dhalsım'ı görüyorum.Dhalsım'ı gerçekten çok bilge ve karizmatik bir karakter yapmışlar bu seride.Ken ve Ryu arasında bir dövüş olması durumunda kimin kazanacağının cevabınıda Dhalsım'ın olduğu bölümlerde buluyoruz.Kutsal bir hazineyi almak için girdikleri mağarada Ryu ve Ken birbirlerinin görüntüsünü farklı bir şekilde görüp birbirleriyle kıyasıya dövüşüyorlar ve bu dövüş sonunda ikiside çok büyük hasarlar alıyorlar.Ryu'nun tek gözü kör oluyor ve bacağından sakatlanıyor,Ken'in ise kaburgaları kırılıyor ve sonuçta berabere kalıyorlar.

İlerleyen bölümlerde çok fazla flashback yapılması animenin sürükleyiciliğini iyice azaltıyor.Bison VS Chun-li dövüşünü en az 5 kere izliyorsunuz anime serisi boyunca ve buda hoş bir durum değil açıkcası.Özellikle Cammy'nin suikast düzenlediği bölüm tam bir facia.Tüm bölüm boyunca bir Cammy'e yakın çekim,bir de suikaste uğrayacak adama yakın çekim yapılıyor ve uzunca bir süre sonra sonunda Cammy suikastini başarıyla gerçekleştiriyor fakat o da ne!? Aslında bu gördüklerimiz sadece Cammy'nin aklından geçen bir planmış...

Ken ve Ryu'nun yeni dövüş teknikleri öğrenmek için çıktıkları dünya turu Shadowlaw'ın animeye dahil olmasıyla tam bir iyi-kötü mücadelesine dönüşüyor.Ken'in Shadowlaw tarafından kaçırılması sonucu Ken'in babası Guile'ı ve onun en iyi arkadaşı Nash'i Ken'i kurtarması için Shadowlaw'ın üzerine gönderiyor.Ancak Bison'un Ryu ve Chun-li'yi de ele geçirip onları özel üretim çiplerle kontrol alması sonucunda bu kurtarma operasyonu iyice zorlu bir hal alıyor.

Anime serisi boyunca en saçma bulduğum yer Ken VS Vega mücadelesinde Ken'in bütün vücudunun kesilmesi ve litrelerce kan dökmesine rağmen hala dövüşe devam etmesiydi.Komedi içeriği nerdeyse yok denilecek kadar az olmasına rağmen sadece bir sahnede yüzümde bir tebessüm oluştu oda şu sahneydi;Bison tüm anime boyunca gülünmesi gereken veya gerekmeyen, hemen hemen gözüktüğü her sahnede gülen ve 32 dişini birden gösteren bir karakter.Bison'un birde ondan çok korkan pısırık bir yardımcısı var.Sadece bir kerede olsa Bison'un kahkahalarına katılmak isteyen bu yardımcısıda bir yerde Bison gülerken garip bir kahkaha atıyor ama bu kahkahası Bison'un şu sözleriyle susturuluyor "Ne gülüyorsun,komik bir şey mi var ?"

Final sahnesinde Ryu'nun sarfettiği şu sözler bana eski türk filmlerini hatırlattı.Ryu,Bison'la dövüşürken şunları diyor:"Bu Chun-li için,bu Ken için ve bu da benim için!" ve her bir ismi söyledikten sonra bir tekme veya yumruk indiriyordu.Bunun türk filmi versiyonunda da "Bu anam için,bu kardeşim için ve bu da benim için!" gibisinden bir şeyler oluyor hepimizin bildiği gibi :) 

Tek Street Fighter anime serisi olması nedeniyle önemli bir seri olarak görüyorum bu seriyi ve Street Fighter dünyasını gayet güzel bir şekilde yansıttığını düşünüyorum.Yukarda bahsettiğim gibi eksikleri olmasına rağmen genel olarak bakıldığında ortalama bir yapım olduğunu düşünüyorum.Son bir not daha,Ken'in siyasetle ilgilendiğini felan düşünmeye başladım çünkü her dövüş sahnesinde hamle yaparken şu şekilde haykırıyor:"Siyaaaa-set!" :)



STREET FIGHTER ALPHA THE ANIMATION
Favori Karakterlerim:Chun-li,Ryu,Ken
Tür:Aksiyon,Dövüş,Süper Güç
Bölüm Sayısı:1 Film
Not:10/6


1999 yılına ait bu anime filminde en fazla sevindiğim şey Ryu'nun gerçekten de oyunda ki Ryu'ya benziyor olmasıydı.Genel olarak baktığımızda güzel bir anime filmi diyebilirim.

Konusuna gelince,Ryu içinde uyanmakta olan karanlık hadou'nun gücüne kendini iyiden iyiye kaptırmıştır ki bu yüzden artık dövüşmekten kaçınır hale gelmiştir.Ne zaman öfkelense ve kendini kaybetse içindeki karanlık güç baskın hale gelmeye çalışıp onu kontrol altına almaya zorluyordur.Shun adında bir çocuğun gelip Ryu'ya abi demesi ve gerçektende özkardeş olduklarını anlatması Ryu ve Ken'i çok şaşırtır.Shun bir süre Ryu ve Ken'in yanında kalır.Daha sonra yine tüm pisliklerin başı shadowlaw ile bağlantısı olduğunu düşündüğüm Sadler adlı karakter çıkagelir.Bir turnuva düzenleneceği duyurulur ve kazananın yüklü miktarda para kazanacağı söylenir.Ryu,Ken ve Chun-li de Shun'un kaçırılmasına bağlı olarak kendilerini zorunlu olarakta olsa bu turnuvada bulurlar.Asıl amacı Ryu'yu zorlayarak onun içindeki karanlık gücü uyandırmak ve bu gücün bilgilerini kopyalayarak kendine aktarmak isteyen Sadler,bu amacına ulaşmadan önce turnuvadaki tüm dövüşçülerin tekniklerini kopyalayarak yenilmez bir savaşçı yaratır.Bu savaşçıya karşı tüm güçleriyle savaşan Chun-li,Ken ve Ryu,Sadler'in şeytani planlarını engellemek için amansız bir mücadeleye girerler.

Çizimlerden biraz bahsetmek isitiyorum.Filmde oyunlardan tanıdığımız bazı karakterleri görüyoruz ve gerçektende filmdeki karakterler çizim bakımından oyundaki karakterlere benziyorlar,bu açıdan takdir edilecek bir yapım olduğu kesin.Konusuna gelince,olaylar sanki biraz hızlı gelişiyor bu bir yandan iyi bir yandan da kötü ama bu sayede filmi izlerken sıkılmıyorsunuz.Özellikle finaldeki dövüş sahneleri gerçekten çok iyi tasarlanmış.Sonuç olarak izlerseniz çokta pişman olacağınızı sanmıyorum.

STREET FIGHTER ALPHA GENERATIONS
Favori Karakterlerim:Ryu
Tür:Aksiyon,Dövüş,Süper Güç
Bölüm Sayısı:1 Film
Not:10/5


2005 yılında yayınlanan Street Fighter:Alpha Generations anime filmi son dönem animeleri arasında(yani artık biraz görsellik bakımından gelişmiş kuşak animeler) sayılabilecek bir anime filmi olmasına rağmen çizim kalitesi bakımından sınıfta kalan bir yapım olarak ve bir başka başarısız Street Fighter anime filmi olarak incelemelerim arasında yer almayı başardı.

42 dakikalık anime filminde yaklaşık 15.dakikasına kadar Ryu'nun animede olup olmadığını anlayamamıştım.
Sağolsunlar 15.dakikada biri Ryu diye çağırdıda Ryu'nun animede olduğunu anladım ve bir o kadarda şaşırdım.Şaşırdığım olay tabiki de bir Street Fighter animesinde Ryu'nun olması değil,şaşırdığım olay Ryu diye bize gösterdikleri karakterin Ryu ile uzaktan yakından alakası olmaması.Ryu demeye bin şahit gerek.Animede Gouki(oyunlarını oynayanlar yakından tanır kendisini,namıdiğer Akuma),Sakura,Gouken,Ken ve Ryu bulunuyor.Diğer karakterler bu kısa anime filminde yok.Ama tabiki hiçbir karakter bizim oyundan bildiğimiz karakterlere benzemiyor.Yani çizim kalitesi namına pek bir şey beklemeyin kısacası.

Gouki yani Akuma'nın nasıl değişim geçirdiğini ve adeta bir şeytana dönüşmesini çok basit bir şekilde anlatan filmde Akuma ile Ryu arasındaki çekişmeye şahit oluyoruz.Ustası Gouken'in izinden giden Ryu,ona saygısı ve içindeki intikam ateşi ile Akuma'nın peşine düşüyor.Aslında bu bir intikamdan çok kimin daha güçlü olduğunu öğrenme hevesi.Filmin ortalarına doğru Sakura karakteride çıkageliyor ve bir 10 dakika da onunla geçiyor derkeeeen birde bakmışız beklenen son gelmiş.Ryu VS Akuma...

Basit konu,basit işleniş,berbat çizimler... Bilmiyorum benmi Street Fighter'ı gözümde çok büyütüyorum ama bu tür yapımlar Street Fighter gibi bir efsaneye hiç yakışmıyor.Capcom duy sesimi ve artık kendine gel lütfen...

SUPER STREET FIGHTER IV
Favori Karakterlerim:Chun-li
Tür:Aksiyon,Dövüş
Bölüm Sayısı:1 OAV
Not:10/6


Street Fighter'ın Xbox360 sürümü için hazırlanmış bu özel OAV'da yeni bir karakter tanıtılıyor ve tüm OVA bu karaktere odaklanıyor.

Juri Han,üzerinde yapılan deneylerle daha önceden kaybettiği sol gözünün yerine yapay bir göz yerleştirilir.Mekanik olan bu göz Juri'ye inanılmaz bir güç bahşetmiştir ancak bunun karşılığında S.I.N organizasyonunun emri altına girer.Bison'un en iyi 12 korumasını canlı olarak getirmesi emredilen Juri'yi Guile,Chun-li ve Cammy üçlüsü oldukça rahatsız edecektir.Juri'nin masum insanları da acımadan katletmesi sonucu durdurulması elzem olarak görülen Juri'ye karşı mücadeleye girişen Guile,Chun-li ve Cammy inanılmaz bir güçle karşı karşıya kalmışlardır...

35 dakikalık OVA hareketli bir müzikle açılış yapıyor.Aksiyon zaman zaman düşsede Juri karakterinin Street Fighter dünyasına girişi güzel bir şekilde tanıtılmış.

STREET FIGHTER TIES THAT BIND
Favori Karakterlerim:Chun-li
Tür:Aksiyon,Dövüş
Bölüm Sayısı:1 OAV
Not:10/5


Street Fighter...İsmi bile heyecanlanmama sebep olan bir oyun serisidir.Çocukluğumun oyunudur ve bu yüzden bende yeri ayrıdır.Eskiden ataride sadece 5-6 tane Street Fighter karakterinin olduğu oyunu az oynamışlığım yoktur.Özellikle Bison'u alıp "kaykay" adını verdiğimiz hareketle rakibi etkisiz hale getirmek bambaşka bir keyifti:)

Tamam oyunu harikadır,çok fazla hayranı vardır ve popülaritesini sonuna kadar hakeden bir oyun serisidir ama anime sahnesinde de bu kadar başarılı bir yapım mı Street Fighter? Cevabım malesef "hayır".Street Fighter animelerinin çıkması oyunlarına bağlı bir durumdur.İlk olarak Street Fighter II zamanında  29 bölümlük bir tv serisi yayınlanmıştır ve bu seri ilk ve son Street Fighter serisi olmuştur malesef.Bundan sonra anime serisi yapmak yerine sadece OAV'larla yetinmiş durumda Capcom ama peki niye? Cevabı o kadar da zor değil aslında.Çünkü bu yolla kısa zamanda çok kâr elde edebiliyorlar.Yani bir bakıma Street Fighter markasını kullanarak basit yoldan kazanç sağlıyorlar ki bu yüzden ve buna benzer sebeplerden dolayı hiçbir zaman bir Marvel olamayacaklar.Yani Marvel VS Capcom'un kazananı çoktan belli...


Street Fighter IV oyunuyla beraber OAV yapımlarıda ortaya çıktı.Bu yapımlardan biri olan Aratanaru Kizuna OAV'ın da malesef beklediğim aksiyonu bulamadım.Sanki yapımcılar dövüş sahnesi koymamak için uğraşmışlar.Bu durum bir kere serinin ismine bile bir hakaret...


Ryu'nun içinde uyanan şeytani gücü ve Crimson Viper önderliğindeki bir araştırma timinin bu gücü araştırması ve bu şeytani gücün sınırlarını görüp bir deney malzemesi yapmak istemeleri OAV'ın ana konusunu oluşturuyor.Ryu'nun kendi içindeki şeytani güçle mücadelesine yardım için Ken,Chun-li,Guile,Sakura gibi karakterler de seferber oluyorlar.


OVA'yı izledikten sonra kesinlikle beklentileriniz karşılanmıyor.Street Fighter gibi bir markanın çok daha güzel bir şekilde animeye uyarlanması gerekiyor diye düşünüyorum.Ayrıca çizimlerini de pek başarılı bulmadım animenin ve müzik bakımından da kaliteli bir şey beklemeyi bırakın,hiçbir şey beklemeyin.Bu bir saatlik OVA ile vaktinizi boşa harcamanızı pek tavsiye etmem ama yinede oyun serisinin hayranları illa bir göz atmak isteyeceklerdir.

29 Mart 2011 Salı

Spider-man Shattered Dimensions İnceleme

Tür:Aksiyon-Macera,Gizlilik
Platform:PC,PS3,XBox360,Wii,DS
Grafik:100/85
Ses:100/85
Oynanış:100/87
Yapım:Activision
GENEL:100/88


Spider-man oyunlarını her zaman takip etmişimdir ve konu örümcek adam olunca çıkan oyunlarını er ya da geç kaçınılmaz olarak oynarım.Nitekim son oynadığım Shattered Dimensions'da listeme mart ayında kattığım son oyun oluyor.Shattered Dimensions oyunu örümcek adamın çıkarılan son oyunu ve bir haylide iddialı olarak sunulmuş bir oyun.Batman Arkham Asylum'un başarısından sonra marvel atağa geçerek Spider-man oyununa bir başka önem verdi ve sonucunda bu güzel oyunu ortaya çıkardı.

Oyunun konusu alışılagelmiş diğer örümcek adam oyunlarından biraz farklı.Ha nasıl farklı derseniz bu sefer tek örümcek adam yerine 4 farklı boyutta 4 farklı örümcek adamı kontrol ediyoruz.İlk giriş videosunda ezeli düşmanı Mysterio ile bir çarpışmaya giren Spider-man zaman tabletini istemeyerek de olsa parçalar.Bunun sonucunda dört farklı boyuttaki (ultimate,amazing,noir,2099) örümcek adamın en güçlü düşmanları bu tabletten kopan parçacıklara sahip olur.Örümcek Adamın görevi ise Madam Web'in yardımlarıyla bu farklı boyutlardaki parçacıkları bulmak ve tekrar bir araya getirmektir.Bu farklı boyutlar şu şekilde sıralanıyor.Spiderman Noir geçmiş zamandaki örümcek adam ve onun görevlerinde daha çok ajan misali gizli yerlerden geçerek düşmana kendimizi göstermeden etkisiz hale getiriyoruz.Siyah-beyaz ekranı ve değişik atmosferi ile diğer boyutlardan çok daha ilginç olduğu kesin.Spiderman 2099 ise adındanda anlaşıldığı gibi gelecek zamandaki örümcek adam oluyor.Bu boyutta ise uçan robotlar ve ileri teknoloji sözkonusu.Amazing Spiderman ise tanıdığımız,bildiğimiz mavi-kırmızı kıyafetiyle kötülüklere karşı savaşan örümcek adam.Son olarak Ultimate evrenindeki Spiderman ise simbiot örümcek adam ancak bu sefer kötülük içgüdüsü Madam Web tarafından dizginlenmiş halde yani bu yüzden Peter Parker simbiot üzerinde tam kontrole sahip.Tabi boyutlara göre örümcek adamın değişmesine paralel olarak düşmanlarıda değişime uğramış durumdalar.En ilginci ise kuşkusuz 2099 yılındaki Doktor Ahtapot'un artık bir bayan olması :)

Genel olarak kontroller güzel ayarlanmış ve alışması gayet kolay.Grafik bakımından ise bir önceki oyun olan Web of Shadows kadar hoşuma gitmesede çağa ayak uyduran grafikler kullanılmış.Oyunda şehir içinde serbestçe dolaşabilme durumu yok,bu yönden biraz eksi puan verdiğimi söylemeliyim ancak Madam Web'i oyunda görmek doğrusu çok hoşuma gitti.Çünkü Spiderman Animated serisinde örümcek adam ve Madam Web uzun bir süre ortak çalışmışlardı ve bu oyundada onla ortak olmamız çok güzel bir ayrıntı olmuş.Oyunun en büyük artısı ise kesinlikle diyaloglar diyebilirim.Örümcek Adam ve düşmanları arasında geçen konuşmalar tam Örümcek Adama yakışır şekilde olmuş.Web of Shadows'da daha çok karamsar bir havaya sahip olan Örümcek, bu oyunda tam anlamıyla gerçek kimliğinine bürünmüş.Örümcek Adamın rakipleriyle dalga geçerek ve espriler yaparak yaptığı savaşları bizzat oynamak gerçekten çok keyifliydi.14 farklı düşmanla değişik boyutlarda savaşacağımız bu spiderman oyununu denemenizi tavsiye ederim.

2 Mart 2011 Çarşamba

Nba 2K11 İnceleme

Tür:Spor
Platform:Xbox360,PS2,PS3,PC,PSP,Wii
Grafik:100/88
Ses:100/85
Oynanış:100/85
Yapım:2K Sports
GENEL:100/89


Basketbol oyunlarının rakipsiz serisi 2K'nın son oyunu Nba 2K11'de kendisinden önceki oyunları daha da geliştirerek karşımıza çıkarıyor.Bundan önceki Nba 2K10 oyununuda oynamıştım.Uzun zaman sonra bir basketbol oyunu deneyim amacıyla yüklediğim bir oyundu 2K10 ama oynadıkça oyun beklentilerimin üstüne çıktı.Özellikle "My Player" moduyla kendi oyuncumuzu yapma olasılığı vermeleri çok güzel olmuş.Kendi oyuncumuzla yepyeni bir basketbol kariyerine başlayabiliriz ve gelen tekliflere göre takımımızı değiştirebiliriz.Maçlardan sonra kazandığımız yetenek puanlarını istediğimiz şekilde kullanıp eksik olan yanlarımızı daha da güçlendirebiliriz.Nba 2K10'da çoğu zamanımı My Player modunda harcamıştım ve takım oyununu pek oynamamıştım ama 2K11'de birde takım oyununu deneyeyim dedim ve birkez daha 2K serisinin basketbol oyunlarının en iyisi olduğunu anladım.

Nba 2K11 büyük usta Michael Jordan'a bir jest yapmış ve şu anda basketbol oynamasa dahi kendisinin resmini kapak resmi yapmış.Bence gayet de güzel olmuş.Hiçbir basketbol severin oyunun başlangıcında Jordan'ı görmekten rahatsız olacağını düşünmüyorum.Ayrıca Jordan'ın kariyerinin en önemli maçlarını oynama fırsatıda sunuyor oyun bize.My Player modu yine var.Özellikle Association modunu denemenizi tavsiye ederim.Bu modla birlikte takımın hem idari yönetimini hemde sahadaki yönetimini üstleniyorsunuz.İstediğiniz oyunculara teklif gönderebiliyor,oyuncularınızı takas edebiliyorsunuz.Ayrıca oyuncularınızın maçta oynadıkları dakikaya bağlı olarak moralleri düşebiliyor ya da artabiliyor.Tabi buna bağlı olarak yetenekleride azalıyor ya da çoğalıyor.Yani basketbolda ne varsa her şey gerçek anlamıyla bu moda yansıtılmış durumda.

Oyunun zorluk seviyeleri arasında biraz dengesizlik var gibi olsada yinede siz kendi seviyenize göre oyunu çok basit bir şekilde ayarlayabilirsiniz.İlk başlarda Pro seviyesinde oynarken daha sonra All seviyesine geçtim.Ancak All seviyesi biraz ağır geldi ama Pro seviyeside çok hafif geliyordu.Bunun içinde gelişmiş ayarları kullanarak durumu dengeledim ve şimdi her oynadığım maç büyük bir çekişme içinde geçiyor ve oyun gerçekten keyifli hale geldi.Oyun kontrolleri biraz zor,aslında zor değil ama bazen oyuncularınız kontrolden çıkabiliyor.Bu gibi durumlarda birde basket yerseniz tam evlere şenlik bir çıldırma durumu sözkonusu olabiliyor.Özellikle defans yapmak oyunda çok zor çünkü rakip oyuncuyu takip etmek hiçte kolay değil.Birde arada kontrollerin kontrolden çıkmasını hesap edersek epey bir zor oluyor.Ama tam aksine siz hücum ederken rakip oyuncu dibinizden ayrılmıyor ve tabiki rahat bir şut ortamı bulamıyorsunuz.Bu dediklerim oyunun zorluk seviyesine göre değişiklik gösteriyor tabiki.Örneğin Rookie seviyesinde oynarsanız rakiplerinizin hepsinin yanından rahatça geçip kolayca smaç basabilirsiniz.

Sonuç olarak basketbol oyunları kategorisinde 2K serisine alternatif oluşturacak bir oyun göremiyorum.Olsa tabiki daha güzel olurdu.Örneğin futboldaki PES ve FIFA kapışması her iki oyununda kendisini daha da geliştirmesine neden oluyor.Grafik olarak da gayet başarılı olan Nba 2K11 oyununu basketbola ilgisi olan herkesin denemesini tavsiye ederim.

18 Şubat 2011 Cuma

Prince of Persia:The Forgotten Sands İnceleme

Tür:Aksiyon-Macera
Platform:PC,PS3,Xbox360
Grafik:100/87
Ses:100/75
Oynanış:100/93
Yapım:Ubisoft
GENEL:100/83

Pop The Forgotten Sands oyunu The Sands of Time ile Warrior Within oyunları arasındaki 7 yıllık zamanın içinde geçiyor.Yani Warrior Within'e geçiş aşaması diyebiliriz ancak Warrior Within konusuna dair hiçbir şey yok.Dahaka felan da daha ortalarda yok.The Forgotten Sands en son çıkan Pop oyunu olduğundan dolayı önceki üçlemeye göre grafikler birhayli gelişmiş durumda ve kamera açılarınında otomatik olarak gideceğimiz yolu göstermesi oyunu oldukça kolaylaştırmış.Ha kötümü olmuş? Hayır, bence gayet de güzel olmuş.

Konusundan bahsetmek gerekirse.İsmi hala meçhul olan Prensimiz krallık ve ordu yönetimi hakkında bir şeyler öğrenebilmek adına abisi Malik'in krallığına yola çıkar.Ancak vardığında gördüğü manzara karşısında bozguna uğrar.Krallık kuşatma altındadır ve düşmek üzeredir.Prens ilk iş olarak abisini bulmaya çalışır.Abisi Malik son çare olarak Solomon'un Ordusu diye adlandırılan mistik güçleri çağırma yoluna gitmek istemektedir aksi halde krallığı yokolacaktır.Prens her ne kadar bu fikre karşıda çıksa Malik özel madalyonu kullanarak orduyu serbest bırakır.Ortadan ikiye ayrılan madalyonun bir yarısını Prens alır diğer yarısı ise Malik'te kalır ve kendi adamlarıda dahil olmak üzere herkes kuma dönüşür.Lanetli ordunun salınmasıyla Prens ve Malik bazı özel güçlerede sahip olduklarını farkederler.Prens daha sonra Razia adındaki bir cinin boyutuna geçmeyi başarır.Razia,Prens'e bazı güçler bahşeder.Solomon'un ordusunu yoketmenin tek yolunun madalyonun tekrar birleştirilmesinden geçtiğini söyler.Prens abisini bulur ve madalyonu birleştirmeyi önerir ancak abisi güce düşkün olduğundan bu teklifi reddeder.Solomon'un Ordusunun komutanı Ratash ile ciddi bir savaşa giren Malik'in yardımına Prens koşar ve beraber Ratash'ı yenerler ancak Ratash son bir hamle ile Malik'in bedenine sahip olur.Malik zamanla gücünü yitirmeye ve Ratash'ın asıl formuna dönüşmeye başlar.Razia artık tek yolun Malik'in öldürülmesi olduğunu söyler.Prens ve Ratash ölümüne bir savaşa girerler ve Prens kazanır.Abisi Malik,Prens'in kollarında can verir ve ölürken Prens'e ilerde çok iyi bir kral olacağını söyleyip ben hatalıydım sen haklıydın der.Prens tüm bu olan biteni anlatmak için babasının krallığına yola koyulur ve oyun biter.

Oyun kendisinden önceki üçlemeye göre oldukça kolay olmuş ancak tabiki yinede bazı yerlerde zorlanabilirsiniz.Özellikle yol bulma sorunu oyunda hiç yok denecek kadar az bu yüzden oyunu sıkılmadan oynayabiliyorsunuz.Diğer oyunlardan farklı olarak Prens'in hareketleri daha bir yavaş olmuş ve tipinide hiç bildiğimiz Prens'e benzetemedim.Oyundaki Razia karakteri sayesinde birçok güce sahip olan Prens'i daha önce hiç bu kadar güçlü görmemiştik doğrusu.Konu olarak kendisinden önceki üçlemeye göre sönük kalmış olsada keyifli bir oyun olmuş.